Şimdi ben, şimdi sen, şimdi biz
Şimdi hepimiz…
Sıramızı bekliyoruz.
Her seferinde başa sarıyoruz.
Aslında öğrenmiyor, sadece hatırlıyoruz
Bir tek, hep bildiğimizi hatırlamayarak..
Bir yerden düşerken neden hop eder içimiz hiç düşündünüz mü?
Atlamayı, boyut değiştirmeyi deneyimleyen ruhun refleksi olabilir mi?
Rüya denilen şey, tekrarlanmış, silinmiş hayatlarımızın atıkları olabilir mi?
Aynı anda birden fazla gerçekliği, birden fazla boyutta yaşıyor olabilir miyiz?
YUMURTAMI TAVUKTAN, TAVUK MU YUMURTADAN ÇIKTI REALİTESİ BİZE DE UYARMI?
YANİ EVRENMİ BİZİ YARATTI BİZ Mİ EVRENİ?
Ölümden sonra hayat var mı yada hayattan sonra ölüm?
Yaşamak ne demek ölmek ne demek?
Akıllı olmak ne demek, delirmek ne demek?
Ya da mutlu ne demek mutsuz ne demek?
Daha güzel daha akıllı, daha büyük ne demek?
Bildiğimizi bildiğimizle kıyaslamak yapılan değil mi?
Ya daha çok biliyorsak?
Ya kıyaslayamıyorsak?
Çok sorgularsak deli, geleni kabul edersek itaatkâr
Reddetsek isyankar ve hatta günahkar..
Kafamızı aşağı yukarı sallarsak mihmandar
Sağa sola sallarsak Pişekâr.
Bunca yıl sonra, kendimle konuşmayı öğrendiğimde
Ne istersem bilebileceğimi anladığımda
Ne istersem olabileceğimi fark ettiğimde
Ne dedilerse acabasını düşündüğümde
Bu kadar basit olamaz dedim
Ne ben bu kadar küçük olabilirim
Ne bu dünya, ne bu evren
Ne bu dünya, ne “öteki”, dedikleri.
Ne benim aklım ne seninki
İşte başlıyoruz yeniden…
Şimdi ben, şimdi sen, şimdi biz..
Şimdi hepimiz….
Hepsinin arasında ne kadar ince bir çizgi var değil mi?
Diğer tarafa geçmek ne kadar kolay
Akıllıyken deli
Yaşıyorken ölü
Şimdi ben,
Şimdi sen
Şimdi biz
Hepimiz…
Hepimiz aslında BİRİZ..
|