Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29917812
Bugün Ziyaretçi :  9041
Aktif Ziyaretçiler :  9041

Yağmuru özledim…
 
Yağmuru özledim diyordum ki, yağmaya başladı geceden; gün boyunca ara ara devam etti… Akşama kadar küçük kaçamaklarla seyretme keyfini çıkarmaya çalıştım ben de. Yağmur olmadan bu memleketi çekemem gibi geliyor bana cama vuran damlaları izlerken…
 
Yağış anı ve ruhum.. Oldukça uyumlu gibi. Yağmur o olağanüstü hali ile yağarken hayallerini kurduğum öykülerini kurguladığım ilham kaynağı benim için… Düşünüyorum da ne çok şey fısıldıyor bana aslında. Ama ben tam anlamıyla bu sesi dinleyecek zamanı yaratamıyorum kendime. Ruhumla yağmur arasında gudalislik yapıyor gibi her defasında dimağım… Bir işe yaramıyordu böylesi de. Geçen en değerli zamanımın sonunda yaşadığım hüzün; bazen de duyumsadığım huzurdu belkide sadece. Aynı zamanda değerlendirememiş olmanın yarattığı sızıydı bazen de yüreğimde yer eden. Griliğin hâkim olduğu yeryüzünün, anlatmak istediği bir dil vardı ama benim hala çözemediğim. Doğa içinde en dramatik halini yaşatıyordu gökyüzü yeryüzüne… Yaşam ve ilham kaynağı tüm canlılar için yeryüzüne yağan o yağmur… Her cümlenin sonuna üç notayı koydurandı bazen de. Besleyip doyurandı, yıkayıp temizleyen de…
 
Küçücük dünyamda bana neler yaşatıyor; mutluluğu mutsuzluğu, gidenleri, gitmenin de doğa gereği olduğunu yazdırıyordu esintisi ile… Esen rüzgarın yüzüme vurduğu öykülerde acı çeken karı kocanın ezilmişliğini yazdırıyordu bana… Ve kulağıma bütün bunların birer rüya olduğunu fısıldıyordu her defasında. Âdem ve Havva ile başlayan insanların acı çekmeleri, sürünmeleri ve ölüme mahkûm edilmeleri… Yeryüzünün bağrında esaret yaşayan, insanlarla dopdolu. Her insanın bir hikâyesi var farklı farklı ama çektirdiği acılar aynıydı muhtemelen. Az ya da çok.
 
Düşündürürdü bunu bana her defasında “neden böyle olduğu”. Her insanın yaşadığı acıklı bir anısı, çektiği bir çilesi, yaşadığı ezikliği var yaşamında; yaşamak isteyip de yaşayamadıkları da var tahayyülünde. Yazmak için birçok nedenim vardı benim de. O kadar çok hikâye vardı ki keşke yazmak için zaman yaratabilsem kendime biran önce… Daha az uyuyabilsem mesela. Daha az tv izlesem. Daha az telefonda konuşsam, daha az arkadaş dost ziyareti yapsam.. Ordan buradan şurdan kırpa kırpa zamanı çoğaltabilirdim aslında… Daha az işe vakit ayırsam mesela, daha çok evde yalnız kalabilsem… Başağı anaokuluna bırakıp işe değil de eve gitsem mesela… evden çözsem şu dünya işlerini... Kendimi dinlesem. Kelimelerimin fakirliğinden kurtulsam. Dilin zenginliğini yaşasam cümlelerimle. O zaman yağmurun bana fısıldadıklarını daha iyi duyar daha iyi yazabilirdim kim bilir. Yapmak istediklerimi daha kolay yapardım yalnızken… Ömer işteyken, başak okuldayken… Bir çok gün akşama kadar süren bir zaman yaratabilirdim kendime en azından. Çalan kapı ziline bakmaz. Telefonu açmazdım belki de. Kapanırdım kendi sığınağıma hayallerim yayıla bayıla. Bıkana kadar, yorulana kadar çıkmazdım küçücük ama içindeyken koskocaman olan dünyamdan... Pes artık diyene kadar ya da normale dönene kadar tüm duygularımı dökerdim sayfalara… Ve de bir garip tuhaf bir rüyadan uyanana kadar… Yeryüzüne inmek gibi bir şey olurdu bu. Toprağa basana kadar. Kendi ellerimle diktiğim çiçeklerimin susuzluğunu hissedene kadar yaşardım hayallerin eşiğinde hep, koşardım rüzgârın peşinde hep de… Ne kadar cılız, ama sevecen ama neşeli bazen de virane olduğumu anlatırdım kalemimle. Yağan yağmurun o erkek gibi kalın sesiyle cama vuran şişman damlalarını izlerdim daima… Ve bana o yağan yağmur üşüyerek anlatırdı bütün hikâyeleri…
 
Yazmayı bitirirdim; o iki kişinin hikâyesini de. Kaybettikleri çocuklarına duyulan hasret ve o hasretin yangınlarında yaşarken vuslata kavuşmalarını… Çok acıklı hikâyeler vardı her insanın ve o hikâyeler için çağrılan ama hiç yol alamayan bir çalakalem vardı peşlerinden koşan…
 

 

Ekleyen:  Nurcan OFLUOĞLU ŞEN
Tarih:  29.12.2014
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Nurcan OFLUOĞLU ŞEN Yazıları
Şeytan kulağımın dibinde…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 24.7.2019 Devamı
Annem…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 9.5.2019 Devamı
Düşler Ülkesi Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 7.1.2019 Devamı
Yazmak ve öğrenmek… Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 6.11.2018 Devamı
Kendimi dinliyorum…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 24.9.2018 Devamı
Ne mutlu...Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 3.8.2018 Devamı
Sadelik iyidir…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 23.6.2018 Devamı
Sevmek ve korumak…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 25.5.2018 Devamı
Güçlü kadın olmak…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 8.3.2018 Devamı
Kalbimden dökülen sözcükler…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 18.2.2018 Devamı
Çocuk ruhu gibi…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 30.1.2018 Devamı
Yağmurun yağışını izlerken…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 16.1.2018 Devamı
Ümitvârım…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 27.12.2017 Devamı
Bir günün ardından Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 4.12.2017 Devamı
Kendimle başbaşa…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 20.11.2017 Devamı
Türkiye’nin kalbindeyiz…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 8.11.2017 Devamı
Beklemek…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 3.11.2017 Devamı
Bir hafta sonu hikayesi… Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 16.10.2017 Devamı
Acımasız zaman…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 17.9.2017 Devamı
30 Ağustos Zafer Bayramı… Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 27.8.2017 Devamı
İnsan ve doğaNurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 29.7.2017 Devamı
İnsanlık! Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 10.6.2017 Devamı
Anneler günü…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 12.5.2017 Devamı
Vicdanın sesi…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 20.4.2017 Devamı
Bir şarkı dinlerkenNurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 17.3.2017 Devamı
VEHAMET…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 13.2.2017 Devamı
Hayal kurmak…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 14.1.2017 Devamı
Bir yıl daha bitti…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 31.12.2016 Devamı
Yağmurlu bir gün…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 25.9.2016 Devamı
Zalimliğe ve ahlaksızlığa dur demek!Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 25.7.2016 Devamı
Bu ülke değişiyor bacımNurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 13.5.2016 Devamı
Gündemden kaçasım var…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 11.3.2016 Devamı
Islak mezarlar…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 17.2.2016 Devamı
Telefon…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 27.1.2016 Devamı
İnsan kalbi…Nurcan OFLUOĞLU ŞEN [ 24.11.2015 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  4  5  6  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam