Hepimiz engelliyiz!
Zihinsel ve fiziksel engellilerimizi görmezlikten, duymazlıktan gelemeyiz!.
Aşağı-yukarı 39 yıldır gazetecilik ve yazarlık yapıyorum. Yıllarca haber peşinde koşmamız, çok gezmemiz, çok araştırmamız ve ömrümüz boyunca binlerce olayla karşılaşmamız bizleri biraz sert mizaçlı(!), acımasız(!), dik kafalı(!), egoist(!), korkusuz(!), merhametsiz(!) gibi gösterse de aslında karıncayı ezmeyecek yufka bir yüreğe sahiptik. Haksızlık karşısında asla boyun eğmedik. Yaşamımız boyunca ezilen ve sömürülenin, haksızlığa uğrayanın, zulüm görenin, gariplerin, yetimlerin, öksüzlerin, kimsesizlerin yanında olduk. Okuyucularım beni ne kadar siyasi, dış politika, istihbarat, derin devlet konuları vs. gazeteci-yazar olarak bilse de aslında Edebiyatçı ve Sanatçı yönümü yıllarca gizlemişimdir. Şairliğim ve ressamlığımda vardı. Spora meraklı olduğum için çocukluk ve gençliğimde Jimnastik sporu ile yıllarca ilgilendim. Sosyal ve kültürel etkinliklere olan düşkünlüğümü de eklemek isterim…
Satırlarıma bu şekilde başlamamın mutlaka bir sebebi olsa gerekti! Yazıma başlarken söylediğim gibi garipler, yetimler, kimsesizler, itilmişler ve bilhassa zihinsel ve fiziksel engelliler yaşamımız boyunca yüreğimizin bir köşesinde yer almışlardır. Tam 39 yıllık gazetecilik ve yazarlık hayatımda yapmış olduğum birçok haber ve yazmış olduğum birçok köşe yazısının perde arkasındaki etkeni zihinsel ve fiziksel engelliler olmuştur! Bu durumu hiçbir zaman önplana çıkartmamışımdır! Hep gizemli ve yüreğimin bir köşesinde taze ve sıcak kalmıştır. Yıllar önce haber peşinde koşarken karşılaşmış olduğum zihinsel ve fiziksel engellilerle her zaman yakından ilgilenmişimdir.
Fakat onların haberini yapmakta itina göstermişimdir. Onların resmini çekmek, onlar hakkında haber yapmak öyle ağır gelmiştir ki yapmış olduğum haberlerde zihinsel ve fiziksel engelli vatandaşlarımız ile karşılaştığım zaman haber yapmaktan hep kaçmışımdır! Çünkü onların yerine kendimi koyarak, kendimi onlardan ayrı tutmayarak ve onlardan hiçbir farkımın olmadığının bilinci içinde asla ve asla onları haber konusu yapmamaya gayret göstermişimdir. Ve gazetecilik ve yazarlık hayatımda onlarla sessizce ve gizlice ilgilenmişimdir. Hep onların yanında olmuşumdur! Bu yönümü ne ailem, ne akrabalarım, ne yakın arkadaşlarım ne de meslektaşlarım bilmiştir! Fakat ne zaman ki ailemden biri (yeğenim) down sendromlu doğdu işte o zaman dünya bir başka bakmaya başladım! Yeğenim çok kilolu doğdu ve üç yıl boyunca yatalak kaldı. Asla yürüyemiyordu.
Fakat o doğduğu günden itibaren devletin ona sahip çıkması, ilgilenmesi, 0 yaş itibari ile eğitilmesi, 0-5 yaş arasında 24 saat gözetim altında tutularak yeğenim üzerinde titrenmesi sonucunda adeta mucize oldu. Yeğenim 3 yaşında apalamaya, sürünmeye ve ayağa kalkmaya başladı. Sonunda yürümeye.. Fakat konuşamıyordu. Derken 4 yaşından sonra harf harf, hece hece, cümle cümle konuşmaya başladı. Ve şu anda 6 yaşında yürüyor, koşuyor, oynuyor ve konuşuyor. Öyle bir zekası var ki bizlerle şakalaşıyor, espriler yapıyor.. Müziğe de çok düşkün. Televizyonda sevdiği müzikler çıktığı zaman ayağa kalkıp dans ediyor. Bilgisayar kullanabiliyor, telefonla konuşabiliyor.. Zekası karşısında bizde şaşırıyoruz… Ve down sendromlu ve çok kilolu olarak doğması, 3 yıl boyunca yatalak olması.. Ve asla konuşamaması… 4 ve 5 yaşlarında hareketlenmeye başlaması ve sonunda ayağa kalkıp yürümesi, konuşması, okula gitmesi vs… Ve bugün yeğenim yaşıtları gibi oynuyor, koşuyor, okula gidiyor, bilgisayar kullanıyor… Bu da tüm ailemizi mutlu etmeye yetiyordu…
İşte yüreğimin bir kenarında gizli kalmış duygu ve düşüncelerimin bam teline dokunmak istedim bu yazımda. Hepimizin yüreğinde gizlediğimiz yönlerimiz vardır. Ama birgün olur su yüzüne çıkar.. Benim de öyle oldu.. Ve Dünya Zihinsel ve Fiziksel Engelliler Derneği’nin Onursal Başkanlığı’nı üstlendim.. Çünkü ben de engelliydim! Yıllarca da engelli olduğumun farkına varamamışım! Aslında hepimiz engelliyiz! Zihinsel ve fiziksel engellilerimizi görmezlikten, duymazlıktan gelemeyiz!’ Bir yıl önce dernek başkanı kardeşime söz vermiştim ve sözümde durdum. Çünkü ben de zihinsel ve fiziksel engelli vatandaşlarımızı göremeyecek, hissedemeyecek, algılamayacak kadar engelli olduğumun farkına vardım! Ve Dünya Zihinsel ve Fiziksel Engelliler Derneği Genel Başkanı Mevlüt Ayvaz kardeşime geçen yıl vermiş olduğum sözü bu yıl hem de Nisan 2015’te yerine getirmiş oluyorum. Ki derneğin Onursal Başkanlığı’nı üstlendim. Hatta elimi taşın altına koyarak..! Ve 8 Nisan 2015 tarihinde Dünya Zihinsel ve Fiziksel Engelliler Genel Merkezi ve Sosyal Tesislerinin Açılışı..!
Başta Yahya Efe ağabey olmak üzere çok değerli Efece Haber yöneticileri, yazarları, sanatçıları, şairleri.. Değerli dostlarım.. Dünya Zihinsel ve Fiziksel Engelliler Derneği Genel Merkezi ve Sosyal Tesisleri’nin 8 Nisan 2015 tarihinde Saat 14.00’te Konya’daki açılışına hepinizi canı-gönülden, tüm içtenliğimle ve samimiyetimle davet ediyorum..
Sizleri aramızda görmekten mutluluk duyacağım..
|