Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29939007
Bugün Ziyaretçi :  12941
Aktif Ziyaretçiler :  3625

Türkiye’deki küresel operasyonun perde arkası..!
 
Değerli Efece Haber okuyucuları, bir yıldır test halinde olan www.newsanadolu.com internet haber ve yorum-analiz internet sitemizden Efece Haber okuyucularımıza da bahsetmek istedim.
 
Genel Yayın Yönetmenliği’ni yaptığım www.newsanadolu.com haber, yorum-analiz internet sitemiz önümüzdeki günlerde ülke genelinde muhabir ve yazar kadromuzla birlikte daha güçlenecek olan haber, yorum/analiz sitemizi ile Efece Haber arasında da köprü kurmak istedik.
 
Efece Haber de çok önemli haberlerinden ve Efece Haber’in çok değerli yazarlarından da alıntı yaparak www.newsanadolu.com sitemizde yer vereceğiz. İnşallah en kısa bir zamanda daha da geniş bir kitleye ulaşma isteriz. Şu an yayında olan www.newsanadolu.com internet sitemizde ülkemiz ve dünyadaki gelişmeleri, olayları da çok farklı ve derin bir perspektiften bakarak ülkemize ve devletimize faydalı olmaya çalışacağız.
 
Genel Yayın Müdürlüğünü yaptığım www.newsanadolu.com haber, yorum-analiz internet sitemizin künyesinden ve yazarlarından da bahsetmek isterim. Haber Müdürü :Umut Acar, İstihbarat: Mustafa Alpay, Halkla İlişkiler: İshak Uyanık, Reklam ve Organizasyon: Ali Cengiz. Avukatlar: İbrahim Efendioğlu, Mustafa Ceylan, Ahmet Parlar, Harun Akdere, Tarık Canbaba, Abdurrahim Küçük.
 
Yazarlar: Muhsin Akıl, Umut Acar, Hilmi Tutar, D. Ali Gültekin, Nusret Demiral, İbrahim Efendioğlu, D.Ali Eker, Kemal Aksungur Metin Karagöz, İshak Uyanık, Mustafa Ceylan, Harun Akdere, Tahir Başarıcı, M. Yahya Efe, Orhan Selen, Süleyman Duman, Aykut Örenli, Ersal Özkan, Ersönmez Yarbay, Tarık Canbaba, Mehpare Ayça, H. Mehmet Öztaş¸Fatih Durmuş, Mehfhar Tayyar, Abdurrahim Küçük var. Yazarlarımızın asıl meslekleri ile ilgili geniş bilgi internet sitemizin künyesinde ardır.
 
www.newsanadolu.com haber, yorum-analiz internet sitemizden bu hafta Türkiye gündemine bomba gibi düşen yolsuzluk ve rüşvet operasyonu üzerinde durarak sıcağı-sıcağını gündemi takip etmekle kalmadık aynı zamanda bu konuyla ilgili yapmış olduğumuz araştırmalar ve istihbarat bilgilerinin ışığında perde arkasına ışık tutmak istedik. Bu küresel operasyonun derinliğine uzanarak tarihi ipuçlarından yola çıkıp günümüze uzanan süreç içinde gelmiş-geçmiş tüm olayları da irdeleyerek sözkonusu bu operasyonun mevcut AK Parti iktidarını yıkmaya yönelik olduğunun altını çizerek gelişmelere ve olaylara farklı bir perspektiften yaklaştık. Ülkemizin içinde bulunduğu durumun ne kadar vahim olduğu üzerinde yoğunlaşarak milletimizin kafasında oluşan karışıklığın önüne geçebilmek ve olayların perde arkasını aydınlatmak için bu yazıyı kaleme aldık…
 
Yani, Türkiye Üzerinde Küresel Operasyon başlığı altında operasyonun tarihçesini, AK Parti iktidarını devirmek için hazırlanan senaryoyu, iktidarı yıkmaya yönelik küresel bir operasyon olduğunu ve iktidara seslenerek ‘keşke 11 yıldır uyarılarımızı dinleseydi’ diyerek Başbakan Erdoğan’a, kurmaylarına ve diğer devlet adamlarına yönelik suikastlar başlayabileceğinin de altını çizip birçok gerçeği ayrıntıları ile birlikte yazdık. www.newsanadolu.com daki Türkiye üzerinde küresel operasyon başlıklı yazımın özeti: “AK Parti iktidarının dış politikada yanlış yapması için de Suriye tuzağını kurdular! Sanki Suriye’ye müdahale edilecek ve Esat devrilecekmiş gibi senaryolar hazırlandı..! Böylece Türkiye’yi korkunç bir tuzağın içine soktular! Türkiye Suriye politikasında Rusya, Çin ve İran faktörünü göremedi..! Türkiye’yi içerde Cemaat faktörü ile dışarıda da Suriye politikası ile oyalayarak itibarsızlaştırmak, güçsüzleştirmek ve yalnız bırakmak için korkunç bir senaryo hazırladılar. Hem içerden hem de dışarıdan kuşatma altına alarak AK Parti üzerinde sözkonusu senaryoyu icraata konacak zamanı beklemeye başladılar. Türkiye’yi Suriye politikası oyuna getirip sonra da yalnız bıraktıktan sonra iktidarın en kilit noktalarına yerleştirilmiş Cemaat (istihbarat ve emniyet) faktörünü devreye soktular.” Bu yorum ve analizimin tamamını aşağıda okuyabilirsiniz.
 
Türkiye üzerindeki Küresel Operasyon’un Perde Arkasındaki Gerçekler..!
a) Türkiye üzerinde küresel operasyonun tarihçesi..!
b) AK Parti iktidarını devirmek için SENARYO nasıl hazırlandı?!
c) İktidarı yıkmaya yönelik küresel operasyon..!
d) İKTİDAR keşke 11 yıldır uyarılarımızı dinleseydi..!
e) Başbakan Erdoğan’a, kurmaylarına ve diğer devlet adamlarına yönelik suikastlar başlayabilir..!
 
Türkiye gündemine bomba gibi düşen yolsuzluk ve rüşvet operasyonu üzerinde durarak sıcağı-sıcağını gündemi takip etmekle kalmadık aynı zamanda bu konuyla ilgili yapmış olduğumuz araştırmalar ve istihbarat bilgilerinin ışığında perde arkasına ışık tutmak istedik. Bu küresel operasyonun derinliğine uzanarak tarihi ipuçlarından yola çıkıp günümüze uzanan süreç içinde gelmiş-geçmiş tüm olayları da irdeleyerek sözkonusu bu operasyonun mevcut AK Parti iktidarını yıkmaya yönelik olduğunun altını çizerek gelişmelere ve olaylara farklı bir perspektiften yaklaştık. Ülkemizin içinde bulunduğu durumun ne kadar vahim olduğu üzerinde yoğunlaşarak milletimizin kafasında oluşan karışıklığın önüne geçebilmek ve olayların perde arkasını aydınlatmak için bu yazıyı kaleme aldık…
 
a) Türkiye üzerinde küresel operasyonun tarihçesi..!
Dünyayı 100 yıldır kumpas altına alıp yönetmek isteyen emperyalist küresel güçlerin en büyük hedefleri ve yegane amaçları Osmanlı İmparatorluğu tamamen yeryüzünden silmekti. Ancak parçalayabildiler… Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalandıktan sonra şehit kanlarıyla bir avuç toprak parçası üzerinde yeni bir devletin kurulmasının önüne geçemediler. Gerçi asıl büyük amaçlarına ulaşmışlardı. Mecburen yeni kurulan devleti sinelerine çekip kabul etmek zorunda kaldılar. Ama Sevr ve Lozan ile her türlü baskıyı dayatarak..! Daha sonra yeni kurulan devletin önüne neden geçemedikleri üzerinde düşündüler..! Bu konuda küresel, siyasi, ekonomik, sosyal, dini yollardan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni parçalamak ve yok etmek için de 100 yıllık bir plân-program yaptılar ama icraata koymalarına rağmen sözkonusu bu plân-programları deşifre oldu ve bu yüzde AK Parti iktidarı hedefe kondu ve yıkılması/devrilmesi için her yola başvuruyorlar.
 
AK Parti’nin ilk kurulduğu günlerde asıl amacın/gayenin ne olduğunu bilmeyen emperyalist küresel güçler uluslar arası arenada iktidarı kafa-kola almak, yönlendirmek ve zamanı gelince de üzerinde hegemonya oluşturup istedikleri gibi bir şekilde Türkiye’ye egemen olmak için kullanmak niyetiyle her yolu meşru gördüler ve ses çıkarmadılar..! Hatta ve hatta uluslar arası arenadaki iktidarın gücüne şahit oldukları için yo bile verdiler..! Gerek ABD, gerek AB ve gerekse İsrail olmak üzere her türlü siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri, istihbari ilişkiler de sorun görmediler. AK Parti iktidarının önünü bile açtılar. AK Parti iktidarının Büyük Ortadoğu Projesi’ne ortak olması (hatta Eşbaşkan olması!) ve Avrupa Birliği konusunda müthiş bir performans göstermesi onların gönlünü hoş tuttu ve ilişkilerin zamanla çok iyiye doğru gitmekte olduğunu zannettiler. Fakat asıl amacını/gayesini hiçbir zaman belli etmeyen AK Parti iktidarı Türkiye’nin milli ve ulvi değerlerini koruma pahasına ve ülkeyi hızlı bir şekilde kalkındırıp diğer müreffeh, medeni ve güçlü ülkeler arasına sokma gayretleri emperyalist küresel güçleri son derece rahatsız etmeye başlamıştı.
 
Ve Türkiye-İsrail arasında Davos’ta patlak veren Van Minüt krizi ile taşların yerinden oynaması, İsrail’e en büyük desteği veren (ki İsrail’in ABD’deki Yahudi Lobisi gücü de dikkate alındığında!) ABD’nin çıkarlarının tehlikeye girmesi ile başlayan uzlaşmazlık, soğukluk ve güvensizlik ancak Türkiye’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ndeki gönüllülüğü, ortaklığı ile ortadan kalkıyordu..! Aynı zamanda Türkiye’nin AB’ye üye olmak için olağanüstü gayret göstermesi de şüpheleri biraz olsun kaldırıyordu. ABD yarım asır üzerinde Türkiye’yi Ortadoğu’nun jandarması yapmak için didindi/uğraştı. Ve Türkiye’nin NATO üyesi olmakla birlikte kontrgerilla gücünü de devreye sokarak tüm korkusunu yenen ABD 1950’li yıllarda merhum Adnan Menderes ile büyük bir şok yaşadı..! Nihayetinde bir darbe ile Menderes hükümeti devrildi ve merhum Adnan Menderes ile birlikte arkadaşları idam edildi. ABD artık rahat bir nefes aldı. Bir daha ipin ucunu kaçırmamak ve iktidara gelen hükümetleri kontrol altında tutmak için askeri, istihabari ve güvenlik ağını Türkiye içindeki kontrgerilla gücü ile iyice sağlamlaştırarak kuş uçurtmadı. Kısaca, Türkiye’nin elini-kolunu bağladı..!
 
1970’li yıllarda başlayan Sağ-Sol çatışmaları, anarşi ve terörle Türkiye’yi 12 Eylül darbesine hazırladı..! 12 Eylül darbesi süreci içinde birkaç yıl sonra bütün engellere rağmen merhum Turgut Özal hükümetinin iktidara gelmesi ABD’nin bütün plânı-programı alt-üst etti..! Sonraki yıllarda ABD Türkiye üzerinde tekrar egemen oldu. Fakat hiç beklemedikleri Erbakan hükümeti canlarını sıktı..! Ve 28 Şubat..! Sonrasında durum malum..! Ve yine ABD umduğunu bulamadı. Bu sefer bu kargaşalı atmosfer içinde AK Parti kuruldu ve sandıkta büyük bir oy çokluğu ile iktidara geldi. Türkiye içindeki işbirlikçi siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve askeri kanattan bir gurubu harekete geçirerek Ergenekon, Balyoz, Çuval, Oslo, Çözüm Süreci, Gezi tuzakları ve sonunda da rüşvet ve yolsuzluk operasyonu cereyan etti..!
 
b) AK Parti iktidarını devirmek için SENARYO nasıl hazırlandı?!
Türkiye’nin büyümesini, kalkınmasını, güçlenmesini, bağımsız olmasını istemeyen emperyalist küresel güçler AK Parti iktidarını devirmek için Ergenekon, Balyoz ve Gezi dahil her yola başvurmaktan çekinmediler. AK Parti iktidarının acemilik dönemindeki icraatlarından umutlanan dış güçler sözlerini geçirebilmek için her türlü yola başvurarak iktidarı dize getirmeye çalıştılar. BOP, AB Üyelik ve Çözüm Süreci ile umutlandılar! Fakat zaman içinde AK Parti iktidarının sözlerini dinlemediğini tam aksine kendi bildiği yoldan gitmekte olduğunu fark ettiler. Ne olur ne olmaz diyerek Cemaat’e kanca atıp yumuşak karından giriş yaptılar. Yıllar önce AK Parti iktidarı içine kolay yönlendirebilecekleri Cemaat uzantılarını yerleştirdiler, istihbarat ve güvenlik açısından en önemli, en kritik yerlere getirttiler ki zamanı gelince düğmeye kolay basılsın..!
AK Parti iktidarının dış politikada yanlış yapması için de Suriye tuzağını kurdular! Sanki Suriye’ye müdahale edilecek ve Esat devrilecekmiş gibi senaryolar hazırlandı..! Böylece Türkiye’yi korkunç bir tuzağın içine soktular! Türkiye Suriye politikasında Rusya, Çin ve İran faktörünü göremedi..! Türkiye’yi içerde Cemaat faktörü ile dışarıda da Suriye politikası ile oyalayarak itibarsızlaştırmak, güçsüzleştirmek ve yalnız bırakmak için korkunç bir senaryo hazırladılar. Hem içerden hem de dışarıdan kuşatma altına alarak AK Parti üzerinde sözkonusu senaryoyu icraata konacak zamanı beklemeye başladılar. Türkiye’yi Suriye politikası oyuna getirip sonra da yalnız bıraktıktan sonra iktidarın en kilit noktalarına yerleştirilmiş Cemaat (istihbarat ve emniyet) faktörünü devreye soktular.
 
Aynı zamanda AK Parti iktidarı devrildiği takdirde yerine geçecek hükümeti de CHP olarak belirlemişlerdi. CHP’yi iktidar yapabilmek için Deniz Baykal’ın gitmesi gerekiyordu. Kaset operasyonu ile Deniz Baykal’ı koltuğundan ettiler. Ve CHP’nin başına geçen Kemal Kılıçdaroğlu üzerinde geleceğe yönelik projelerini tatbik etmeye başladılar. İktidar devrildikten yerine geçecek CHP de hazırdı..! Aslında önce CHP-MHP koalisyonu düşünüldü ama bundan vazgeçtiler. Nedeni ise MHP liderine de kaset operasyonu yaptılar ama başaramadılar. Bu yüzden CHP-MHP koalisyonu raftan kaldırıldı. Geriye sadece CHP kalmıştı. Gizliden gizliye CHP ve Cemaat arasında köprüler oluşturuldu..! Çünkü emperyalist küresel güçlerin oyun kuralları arasında aynı anda eş zamanlı hem CHP hem de Cemaat iktidar ortaklığına birlikte hazırlanıyordu. Birisi devirecek diğeri koltuğa oturacak. Ve ilerde ortaklık ilan edilip Türkiye’yi birlikte yöneteceklerdi. Emperyalist güçler de rahatlayacaktı.
 
AK Parti iktidarının devrilmesi için hazırlanan korkunç senaryo tatbikata konduğu andan itibaren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ABD’ye çağrıldı. Gerekli talimatlar verildi. Senaryo icraata konduğu anda da ABD Büyükelçisi Kılıçdaroğlu’nu alel-acele çağırması da boşuna değildi. Ve aynı zamanda ABD Büyükelçisi’nin operasyon öncesi AB ülke elçilerine yemek vermesi ve yemekte yapmış olduğu konuşma her şeyi izah etmeye yetiyordu. Türkiye’nin ekonomik kaburgası olan Halk Bankası üzerinde de ayrı bir senaryo plânlandı. Çünkü Halk Bankası uluslar arası bankacılıkta Türkiye’nin onuru ve gururu olmaya başlamıştı. Yani, Halk Bankası’nı itibarsızlaştırmak ve uluslar arası arenada adını küçük düşürmek için plân yürürlüğe kondu. Tabi ki bu işlerin başarıya ulaşılması için medya kanadı da unutulmadı..! Nasıl olsa Bavulcu işi başlatmıştı..! Başka bavulcular da vardı..! Bir Belediye Başkanı, bir iş adamı ve bazı bürokratlar üzerinden senaryo daha da genişletildi. Oyuncu faktörleri de çok önemliydi..! Ve işin içine Bakan çocukları da katıldı mı sonuca daha kolay gidilecekti. Plân tıkır tıkır işliyordu. Ve düğmeye basıldı. Türkiye gündemine yolsuzluk ve rüşvet operasyonu bomba gibi düştü. AK Parti içerden darbe almıştı. En güvendiği Cemaat uzantılı Yargı ve Emniyet güçlerinin hedefi olmuştu. Bir anda Türkiye gündemi karıştı, İktidar ve Cemaat arasında kıyamet koptu ve AK Parti iktidarı korkunç tuzağa düşürülmüştü!
 
c) İktidarı yıkmaya yönelik küresel operasyon..!
17 Aralık 2013 tarihinde Türkiye gündemine bomba gibi düşen yolsuzluk ve rüşvet skandalının kökü/kaynağı emperyalist küresel güçler olmasaydı, amacın/hedefin demokratik yollardan seçimle gelmiş AK Parti iktidarını yıkmaya/devirmeye yönelik olmasaydı ve bu yolsuzluk ve rüşvet olaylarının sadece ve sadece Türkiye içinde cereyan eden hak ve adaletin icrasına yönelik olsaydı bugün ne AK Parti iktidarına destek vermezdim..! Dünyanın her ülkesinde olduğu gibi (ki ülkemizin mazisinde de cereyan etmiş birçok yolsuzluk ve rüşvet olayı vardır) elbet ki Türkiye’de bu tür hakka, nizama/kanuna ve adalete aykırı gayrimeşru yollardan haksız kazanç elde eden şahıslar, şirketler, siyasiler, bürokratlar vardır. Mevkisi-makamı, gücü-kudreti ne olursa olsun ve kim bu pis işlere bulaşıyorsa sonuna kadar karşısındayız ve onlarla her türlü yasal yollardan mücadelenin doğruluğuna inanıyoruz.
 
Fakat bugün Türkiye’de olup-bitenler hiç de öyle görünmüyor! Yolsuzluk ve rüşvet bahanesi ile Türkiye üzerinde çok büyük ve korkunç bir senaryo tatbikata konmuştur. Tamamen ülkemizin kalkınmasına, büyümesine, müreffeh ve huzur içinde bir ülke olmasına, uluslar arası siyasi, ekonomik, sosyal, askeri, istihbarı yönden güçlü bir ülke olmasına yöneliktir şu andaki gündemi sarsan AK Parti iktidarına yönelik operasyonlar… Bunca yıl hiçbir siyasi parti ve cemaat/gurup, sivil toplum örgütü ayırımı yapmadan yazdım..! Bilhassa yanlış icraatlarına yönelik eleştirilerimi hiçbir zaman esirgemediğim mevcut iktidarın bugün uğramış olduğu küresel saldırı karşısında sessiz kalacak değildim. Çünkü küresel saldırının derinliğini çok iyi biliyordum! Sözkonusu bu saldırı olmadan önce de AK Parti iktidarına yönelik böylesi korkunç bir oyunun/tezgahın hazırlandığından haberim vardı. Ve AK Parti iktidarını gerek yazılarımla, gerekse yüz-yüze görüşerek sürekli uyarmıştım.
 
Ki bunca yıl Cemaat hakkında (birkaç yazı dışında) hiçbir eleştiri yapmamış ve hizmetlerini hep takdir etmiştim. Fakat yıllardır Cemaat üzerinde şüphelerim olduğunu da belirtmek isterim. İşte bu şüphelerim son yıllarda iyice artmaya başlamıştı. Bilhassa Ergenekon, Balyoz, 28 Şubat operasyonlarının perde arkasını kurcaladığımda Cemaat uzantılı Emniyet, Yargı ve Askeri bir paralel yapılanmanın sözkonusu olduğunu ve AK Parti içine ilm-i siyaset, takiye ve çok daha farklı yollardan oluşuma gittiklerini ve zaman içinde AK Parti iktidarının da inanç bağlılığı ve kardeşlik hukuku içinde (Cemaat’e inanıp-güvenmesiyle) göz yumması neticesinde devletin kurumları içinde nasıl örgütlendiklerini, en kritik yerleri nasıl ele geçirdiklerini zaman içinde görüp-şahit oluyordum ve şüphelerim her geçen gün artıyordu. Bu konuda Ergenekon, Balyoz ve 28 Şubat operasyonları süreci içinde de AK Parti iktidarını yanlış yapıyorsunuz, haksızlık yapıyorsunuz, usulsüzlük yapıyorsunuz diye sürekli uyardım. Fakat iktidar inanıp-güvendiği için güvenlik güçlerine, yargıya ve sürece müdahale etmiyordu..! Ve nihayetinde son operasyonlarla birlikte tüm şüphelerimde haklı çıktım…
 
Son 11 yıl içinde Türkiye AK Parti iktidarı sayesinde siyasi, ekonomik, sosyal, askeri, istihbari devası adımlar atarak uluslar arası arenada söz sahibi oldu. Gücüne-güç kattı, milletin refahı-huzuru için olumlu/pozitif icraatlar gerçekleştirdi. Devletin bekasını sağlayıp milletin teveccühünü kazanarak kaç dönem yeniden iktidara gelip yarım kalan icraatlarını tamamladı. Acemilik, çıraklık derken kalfalık döneminde de bütün dünyanın gözleri önünde devası projelerle Hedef Büyük Türkiye diyerek 2013 adresini gösterip şahlanışa geçti. İşte tam böyle bir dönemde Türkiye’nin büyümesini istemeyen, ilerlemesinden rahatsız olan, çıkarları yönünden Türkiye’yi tehlike gören emperyalist küresel güçler düğmeye bastı..! Çuval, Marmara Gemisi, Van Minüt, Oslo, Gezi operasyonları ile iktidarı yıpratamayan, yıkamayan dış güçler nihayetinde işbirlikçileri sayesinde içerden ve dışarıdan olağanüstü büyüklükte bir plân-program ile müthiş bir senaryo/oyun icraata koyarak şu anda Türkiye gündemini sarsan, allak-bullak eden yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarını başlattılar..!
 
d) İKTİDAR keşke 11 yıldır uyarılarımızı dinleseydi..!
Mevcut AK Parti’nin kuruluşu, kurmayları, hiyerarşik yapısı, amacı/hedefi ta başında hakkaniyet ölçüleri içinde ve doğru bir strateji üzerineydi. Gerek Başbakan Erdoğan’ın gerekse dava arkadaşlarının yapısını, kişiliğini, ahlaki yönlerini, milli ve ulvi değerlerle donanımlı olduklarını BİZ zaten ta baştan biliyorduk. O yüzden çok değerli arkadaşlarım kuruluşunda (amblem, tüzük, strateji, yol haritası ve 20123 projesi dahil) birçok hizmetlerde bulunmuşlardı. BİZ ne kadar parti dışında olsak da, ne kadar yüz-yüze muhatap olmasak da, ne kadar gözlemci ve uyarıcı sıfatıyla bulunsak da AK Parti iktidarını kuruluşundan bu yana geçen 11 yıl süre boyunca gizliden-gizliye destekledik..! Doğru icraatlarına ‘doğru’ yanlış icraatlarına da ‘yanlış’ dedik. Dikkat ederseniz hep BİZ diyorum. Ben BİZ dedikçe hep sordular SİZ kimsiniz(?) diye..! Kısaca; BİZ Milletiz. Aynı zamanda Devletiz..! BİZ hem Milletiz hem devlet..! Yılanların Öfkesi kitabımda BİZ ipuçlarını verdik zaten..!
 
BİZ yıllardır AK Parti iktidarını içerden ve dışarıdan gelebilecek tüm tehlikelere karşı hep uyardık. Yine yıllardır, iktidarın yanlış icraatlarına ‘yanlış’, doğru icraatlarına ‘doğru’ diyerek hep tarafsız ve objektif bir şekilde yazdık. Bilhassa uyarılarımız icraatlardaki hukuksuzluklar, haksızlıklar ve yanlışlar üzerineydi! Diğerleri gibi hissi davranarak, husumet besleyerek kin ve öfkeyle bugün kadar bir tek ne uyarımız vardır ne de bir tek yazılmış satırımız. Asıl uyarılarımız gerek Başbakan Erdoğan’ın gerekse kurmaylarının etrafındaki yalaka, dalkavuk ve menfaatçiler üzerineydi..! Gelmiş-geçmiş tüm iktidarların da başına gelen yanlışlara düşmemesi için uyarılarımızı hep yapıcı oldu. Fakat asıl korkumuz dış mihraklı, dış güdümlü ve dış uzantılı ajanların iktidar içine sızması, çevresini kuşatması, kilit yerleri eline geçirmesi ve daha sonra da yönlendirmesi korkutuyordu bizi..! Maalesef bütün bu korkularımız bir bir gerçekleşti. Mevcut iktidar uyarılarımızı ciddiye almadı, hatta ve hatta umurunda bile olmadı!
 
Eğer ki bir ülkenin başına demokratik yollardan seçimle gelmiş bir Başbakan’ın (ki Erdoğan) etrafı çıkarcılar, rantçılar, ajanlar kuşatılmışsa şayet tehlike çanları çalmaya başlamıştır..! Eğer ki bir ülkenin başına yine demokratik yollardan seçimle gelmiş bir yönetimin/iktidarın içine menfaatçiler, yalaka ve dalkavuk takımları, dış kaynaklı işbirlikçiler sızmışsa şayet mutlaka bir gün gelecek o iktidarı içten-içe yok etmek için her türlü tezgah, oyun, tuzak, kumpas hazırlanarak mutlak surette o iktidarın devrilmesi için şeytani her türlü yola başvurulacaktır. Eğer ki iktidara gelmiş bir siyasi parti geleceğini tehlikeye sokacak bu tür insanları, gurupları ve dış kaynaklı işbirlikçileri göremiyorsa şayet bir gün gelip kendi topuğuna sıkacak, kendi kazdığı kuyuya düşecek ve kendi ipini kendi çekecektir.. Ne kadar genelleme yapsak da burada sözkonusu ettiğimiz şu andaki mevcut AK Parti iktidarıdır sözkonusu ettiğimiz. Maalesef AK Parti iktidarı bütün bu oyunlara, tezgahlara, kumpaslara gelmiş ve kendi akıbetini (önünü) görmeden büyük bir gaflet ve dalalet içinde kendi sonunu hazırlamıştır..! O halde mevcut iktidar başkalarını suçlamadan önce kendisini sorgulamalı..!
 
BİZ mevcut AK Parti iktidarını yıllardır uyarırken maalesef başkalarıyla karıştırıldık..! Diğerlerinin sınıfına konduk ve muhatap alınmadık..! Dostun acı söylediğini bir türlü anlayamadılar..! Hatta ve hatta ne zamanki AK Parti iktidarını uyarıyoruz hep alaylı tebessümlerle, gücün vermiş olduğu psikoloji ile, iktidar sarhoşluğu içindeki gaflet ve dalalet içinde bizlere yaklaştılar..! Ve sonunda ektiklerini biçtiler..! Ve halâ da biçiyorlar..! Yahu, devlet ve millet bakidir, iktidarlar gelip-geçicidir..! Sultan Süleyman’a kalmayan dünya onlara mı kalacaktı..! Onların millet adına devleti yönetmeye talep oldular ve millet bu taleplerini sandıkta (hem de büyük bir çoğunlukla) yerine getirdiler. Devleti yönetme emanetini verdiler. Ama şımarın, hortumlayın, kul hakkı yiyin, bildiğinizi yapın demedi millet..! Adam kayırın, vurdumduymaz davranın, har vurup harman savurun demedi millet..! Ego/hissiyat/nefs, makam-mevki, hükmetme-güç hastalığı maalesef iktidarın içini de bir kurt gibi yedi..!
 
e) Başbakan Erdoğan’a, kurmaylarına ve diğer devlet adamlarına yönelik suikastlar başlayabilir..!
Emperyalist küresel güçler (ABD, Bazı AB ülkeleri ve İsrail) ve Türkiye’deki işbirlikçileri ile birlikte PKK, Ergenekon, Balyoz, Gezi ve Yolsuzluk ve Rüşvet operasyonları ile Türkiye’deki şu anda mevcut AK Parti iktidarı maalesef deviremediler. Zaten son yolsuzluk ve rüşvet operasyonları onlar için en büyük hamleydi ama başaramadılar. AK Parti Türkiye üzerindeki bu küresel oyunu/tezgahı anladı karşı hamleler ile cevap verdi. Hükümet adına Başbakan Erdoğan’ın bu küresel operasyonla ilgili yapmış olduğu tüm açıklamalar artık Türkiye’nin uyandığını ve bir daha böyle bir oyuna gelmeyeceğinin işaret fişekleriydi. Her şey iyi güzel de emperyalist küresel güçler boş mu duracak?! Hayır, asla onlar boş durmaz. Bu sefer taktik ve yöntem değişikliği ile geri adım atıp Türkiye ile çok iyi ilişkiler içine girerek göz boyarken Başbakan Erdoğan’a ve kurmaylarına, devletin üst düzey kilit insanlarına yönelik fail-meçhul cinayetleri başlayabilir..! O yüzden gerek Başbakan Erdoğan’ın, gerek kurmaylarının, gerek kabinesinin ve gerekse iktidarın üst düzey kilit adamlarının can güvenlikleri garantiye alınmalı. Çünkü, kılıçlar kınından çıktı bu savaş büyüyecek..! Artık bu savaşta her yola başvurulabilir… Zaten son başvuracakları yollar arasında Türkiye’yi karıştırmak, kaosa sokmak, anarşi ve terör bataklığı içine gömmekle birlikte her türlü suikastlar olabilir..!
 
Ekleyen:  Muhsin AKIL
Tarih:  23.12.2013
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Muhsin AKIL Yazıları
Hepimiz engelliyiz!Muhsin AKIL [ 8.4.2015 Devamı
Üşüyen Duyguların Gölgesinde Yaşama Sevinci..! Muhsin AKIL [ 29.3.2015 Devamı
Balıkesir’de Koruyucu Aile Dramı..! Muhsin AKIL [ 23.2.2015 Devamı
İnadına Yaşamak…Muhsin AKIL [ 9.2.2015 Devamı
Varlığımız ve yokluğumuz arasındaki ince çizgi..! Muhsin AKIL [ 26.1.2015 Devamı
Yaşamak Özgürlüğün Tanrı’ya Açılan Kapısıdır..! Muhsin AKIL [ 22.1.2015 Devamı
Dondurulmuş duygularım erimeye başladı..! Muhsin AKIL [ 12.1.2015 Devamı
YENİDEN MERHABA Muhsin AKIL [ 10.1.2015 Devamı
2023 bir sevdadır gönüllerde, bir şarkıdır dillerde..! Muhsin AKIL [ 3.3.2014 Devamı
DUYGU VE DÜŞÜNCELRİMLE BİR TOHUM GİBİ DÜŞTÜM TOPRAĞA..! Muhsin AKIL [ 19.2.2014 Devamı
İktidar-Cemaat çatışması üzerinden GERÇEKLERE derin bakış ve Türkiye’yi bekleyen tehlikeler..! Muhsin AKIL [ 2.2.2014 Devamı
İki Aşktan Birisi Olan GAZETECİLİĞE İLK ADIM…Muhsin AKIL [ 27.1.2014 Devamı
…VE İLK AŞKMuhsin AKIL [ 19.1.2014 Devamı
Geceleri rahat uyuyabiliyor musunuz?! Muhsin AKIL [ 13.1.2014 Devamı
Ruhumuzda oluşan dalgalar üzerinde sörf yapmak..! Muhsin AKIL [ 15.12.2013 Devamı
DEVLET ve MİLLET OLARAK NE ZAMAN ADAM OLACAĞIZ?!Muhsin AKIL [ 24.11.2013 Devamı
İYİ Kİ VARSIN EFECE HABERMuhsin AKIL [ 7.11.2013 Devamı
Yılan Deliği’nde ne işim var(?)..!Muhsin AKIL [ 26.8.2013 Devamı
BEKLE ÇOCUĞUM GELİYORUM…Muhsin AKIL [ 18.8.2013 Devamı
ANNEMİM ÜÇ SIRRI !...Muhsin AKIL [ 11.8.2013 Devamı
ŞEHİTLER ÖLMEZ..!Muhsin AKIL [ 5.8.2013 Devamı
Yılanların Öfkesi (BİZ: Hem Devletiz Hem Millet) Muhsin AKIL [ 29.7.2013 Devamı
Devlet ve Millet olarak tarihte ne idik ve bugün ne hale getirildik!..Muhsin AKIL [ 22.7.2013 Devamı
Kendimizden utanmalıyız!.. Muhsin AKIL [ 15.7.2013 Devamı
İktidarın icraatlarına tarafsız ve objektif bakışım…Muhsin AKIL [ 8.7.2013 Devamı
DUYGU VE DÜŞÜNCELERİNİZİ TUTSAK ETMEYİN İÇİNİZDE Muhsin AKIL [ 1.7.2013 Devamı
Gezi Parkı Eylemlerine Derin Bakış -3Muhsin AKIL [ 23.6.2013 Devamı
Gezi Parkı Eylemlerine Derin Bakış - 2 - Muhsin AKIL [ 17.6.2013 Devamı
GEZİ PARKI EYLEMLERİNE DERİN BAKIŞ..!Muhsin AKIL [ 10.6.2013 Devamı
Ölüm ve Öte arasında ince bir çizgi üzerinde YAŞAMAK!Muhsin AKIL [ 27.5.2013 Devamı
Evrende insan bir nokta ise...Muhsin AKIL [ 20.5.2013 Devamı
Türkiye-Suriye SAVAŞI için düğmeye basıldıMuhsin AKIL [ 13.5.2013 Devamı
İnanç ve amaç olmasaydı hayatın/(yaşamın) bir anlamı kalır mıydı?! Muhsin AKIL [ 29.4.2013 Devamı
Bu Yazıma Başlık Bulamadım!Muhsin AKIL [ 21.4.2013 Devamı
İnançsızlık Girdabında Çırpınan İnsanların Dünyevi Çağdaş Yaşam TapınağıMuhsin AKIL [ 15.4.2013 Devamı
Sayfalar : 1  2  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam