Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29939029
Bugün Ziyaretçi :  12963
Aktif Ziyaretçiler :  3649

Evrende insan bir nokta ise...
 
Evrende insan bir nokta ise, insanlık virgül, gelişmeler/olaylar iki nokta, nedenler/niçinler ünlem, yaşamın sırrı ise soru işaretidir!
 
İnsan olarak içinde yaşadığımız dünyayı, insanları, gelişmeleri ve olaylar algılayabilmek ve sindirebilmek için dış etkenlerden daha çok iç etkenlere yoğunlaştığımız zaman psikolojik yönden o kadar çok sebeple karşılaşırız ki asla hayal bile edemeyeceğimiz ama çok basit ve sıradan şeyler olduğunu anladığımız zaman ‘eyvah’ deyip dizlerimize vurduğumuz çok anlarımız olmuştur. Hayatın en dip boyutundan en uç boyutuna varıncaya kadar geçmişimizi film şeridi gibi gözümüzün önüne getirdiğimiz zaman nice pişmanlık duyacağımız olayların altında ezilir ve ara-sıra kendimizi sorguladığımız anlar olmuştur…
Ve aynanın karşısına geçip gözlerimizden kalbimize giden yola zaman ötesi bir yolculuk yaptığımız zaman da yüzümüzün renginin çok değiştiği anlar olmuştur mutlaka… Ve bir an geçmişi sıfırlayıp hayata yeniden başlamak düşüncesi zihnimizde canlanır ve yapmış olduğumuz zaman yolculuğundan ders çıkartarak kendimize az mı söz verdik dersiniz…
İnsanın doğumu ile başlayan çekirdek aile terbiyesi/ahlaki, kültürü ve eğitim, ilköğretim ile de çocukluğumuzun oluşumu, gençlik çağımıza ilk adımı atışımız sonrasında da olgunlaşma dönemleri içinde hayatın iyi-kötü, acı-tatlı, doğru-yanlış her yönlerini keşfederek artık toplumda birey olduğumuzun idrakinde dünyaya bakışımız bir o kadar değişmeye başlar… Hayatınız boyunca bazen umutlar bazen umutsuzluklar, bazen sevinçler bazen üzüntüler, bazen acılar bazen mutluluklar yaşam felsefenizi baştan sona etkileyecek ve çocukluktan, gençlikten hiçbir eser kalmamış, saçlarınız ağarmış, bedeniniz yaşlanmış ve sadece ölümü düşünmeye başlayacaksınız..! Çoğumuzda ölüm ne çocukluğunuzda, ne gençliğinizde ne de olgunluğunuzda aklınıza gelmiştir! Tam aksine ölümü ömrünüzün son dönemlerinde hatırlayarak ‘neden/niçin dünyaya geldik, neden/niçin göçüp gidiyoruz’ sorusu ile bir sorgulama başlatırsınız içinizde… Ölüm sonrası bedenin ne hale geldiğini az-çok biliyorsunuz..! Ya ölüm sonrası ruh nereye gidiyor (?!) diye günlerce, aylarca düşündüğünüz anlar oldu mu?!
Tek başına insan bir hiçtir. İnsan tek yaratılmamıştır. İnsan kadınla birlikte kendisini ‘tam’ hisseder. Çünkü, yüce yaratıcı insanın üreyip-çoğalması için nefs vermiş kadınla birlikte insanın ‘tam’ olduğunu kulağına üflemiştir! O yüzden kadınsız bir dünya hayal etmek asla mümkün değildir. Çünkü insanın üremesi için kadın en büyük faktördür. Aynı şekilde erkeksiz bir dünya hayal etmekte asla mümkün değildir. İnsanın üremesi için erkek de karşı bir faktördür. Eksi-artı, itici-çekici, etki-tepki, sıcak-soğuk, beyaz-siyah, doğru-yanlış, iyi-kötü, varlık-yokluk, mutluluk-mutsuzluk vs. daha yüzlerce zıt kutuplu kelime ve kavramlar dizinini sıralayacak olduğumuz zaman ne demek istediğimiz açık ve net bir şekilde anlaşılır. O halde insan deyince aynı anda erkek ve kadın akla gelmeli ve ilk çekirdek ailenin temelini oluşturan eski klasik tabirle karı-koca birlikteliği, kaynaşması, dayanışması ile zaman içinde dünyaya gelmiş çocuklarda dahil edilince aile oluşuyor. Zamanla da bu durum daha da yaygınlaştıkça akraba/kuzen, sudaki dalgalar gibi topluma sirayet ettikçe de sülale, aşiret ve kavim ortaya çıkıyor. İnsanın yeryüzündeki yaşam öyküsü böyle devam edip gidiyor…
İnsanları, aileleri, toplulukları, kavimleri, milletleri birbirine bağlayan sadece etnik/ırki unsur değil aynı zamanda töre, gelenek, kültür, inanç ve medeniyet unsurları da en önemli faktörler arasında yer alır. Nasıl ki aile içinde sorunlar oluşuyorsa akraba ve aşiretler içinde, topluluklar, toplumlar hatta milletler ve medeniyetler içinde de sorunlar oluşur! Bu sorunlar büyüdükçe aile içinde tartışma ve kavgalara, akraba/kuzenler, aşiretler ve topluluklar içinde geçimsizliklere, bölünmelere, daha büyük kavgalara; toplumlar, milletler, devletler içinde de bugün olduğu gibi savaşlara neden oluyor. Sorunlar etnik, dini, siyasi, ekonomik, sosyal ve psikolojik olabiliyor. Her ne olursa olsun artık dünyada barış ve savaş ana sorunların başında geliyor. İşte şu içinde yaşadığımız evrenin bir parçası olan küçücük dünyamızda olduğu gibi...
Milletler/devletler arasında siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, askeri, istihbari ilişkiler öyle bir hale geliyor ki uluslar arası kuruluşların oluşmasına sebep oluyor. Soğuk Savaş döneminde dünya iki kutba ayrılmıştı. Komünist/Sosyalist blok ve Kapitalist blok! Doğu ve Batı diye iki kutuplu bir dünyada yaşam mücadelesi veren insanlığın tepesindeki küresel güçler hiçbir zaman amaçlarından vazgeçmediler. Sovyetler Birliği dağılınca da bu sefer İslâm dünyasını karşılarına aldılar! Tabi ki İslâm dünyasını karşılarına almalarının büyük sebepleri vardı! İslâm dünyasında tarihte zuhur etmiş imparatorlukların vermiş olduğu psikolojik korku..! Ya İslam dünyası uyanır da yeniden dünyaya egemen/hakim olursa..! Emperyalist küresel güçlerin tabanlarını oluşturan Hıristiyan dünyasının (Siyonist Yahudilerin de desteği ile) güçbirliği ederek NATO, BM ve diğer Uluslarası İşbirliği Örgütleri altında birleşerek İslâm dünyasına karşı başlatmış oldukları açık ve gizli savaşlar halâ dünyanın gündemini meşgul etmekte ve etmeye de devam ediyor…
İnsanlığın tarihinde o kadar büyük savaşlar cereyan etmiş ki… Burada hangi birisini anlatabiliriz..! Biz sadece 1. ve 2. Dünya Savaşlarını örnek vermiş olsak yeter ve artar bile… Avrupa ülkeleri bir zamanlar birbirlerine kin, ihtiras, öfke ve şiddetle düşman olduğunu ne çabuk unuttuk?! Fransa ve Almanya ve diğer düşman ülkeler kendi aralarında az mı kan döktüler…2. Dünya Savaşı sonrası nasıl da toplandılar ve güçbirliği oluşturdular!
Dünyayı ele geçirmek isteyen güçlerin başında İngiltere, bir zamanlar karada ve denizdeki hakimiyeti ile nice sömürgeler edindiğini hele bir hatırlayın, yoklayın hafızalarını, kurcalayın bilgi dağarcığınızı… Hindistan en büyük örneği... Amerika, Fransa, Almanya,İspanya, Portekiz, Hollanda vs. daha birçok Avrupa ülkesi dünyaya yayılarak karadan ve denizden başka milletlerin başka devletlerin topraklarına göz dikip savaşlar çıkartmışlar ve kendi hegemonyaları altına almışlardır. Altın ve petrol başta olmak üzere diğer yerüstü ve yer altı kaynaklarını ele geçirmek ve o ülkeleri işgal ederek topraklarını ve insanları üzerinde hegemonya oluşturmak emperyalist küresel güçlerin tek amacıydı…
Bir zamanlar dünyaya İngiltere hükmediyordu. Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalayan ülkelerin başında İngiltere vardı. Parçalamakla kalmadılar aldılar ellerine cetveli İslam coğrafyasını bölük-pörçük ettiler… Yeni yeni devletler oluşturdular.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın oluşumu! Afrika’yı da o kadar çok ülke işgal edip sömürdü ki hiç sormayın. Sadece topraklarını ele geçirseler, insanları üzerinde de büyük bir katliam, vahşet ve işkence yaşattılar. Siyah Afrika’nın tarihi araştırıldığı zaman yabancı dış güçlerin nasıl bir rüzgâr estirdiklerini apaçık görürüz. Afrika’yı altın, maden diyerek talan eden Avrupa’nın çapulcuları bununla da kalmadılar aynı zamanda insanlarını da gemilere doldurup kendi ülkelerine götürerek köle yaptılar yıllarca. Amerika ve Avrupa ülkelerinin yakın tarihi çok iyi irdelendiği zaman Afrikalı her bir kölenin acı öyküsüyle karşılaşırsınız.
Sonunda Arika’nın temiz, saf, doğal insanlarını da kendilerine benzeterek kendi inançlarını enjekte ederek, kendi kültürlerini beyinlerine yerleştirerek bambaşka bir insan türü bile yarattılar(haşa)!..
Soğuk Savaş bitti sanki dünyadaki savaşlar sona mı erdi?! Küresel egemenlik gücü, hegemonya ve işgali daha kamçıladı. Emperyalist küresel güçler boş durur mu?! 11 Eylül Terörü ile start alıp kendilerine yeni bir düşman yarattılar! Adı da “İslâmi Terör” diyerek tüm İslâm coğrafyasını kendileri için potansiyel tehlike ilân ettiler. Uydurma/yalan ve sahte(aslı olmayan) raporlarla ülkeleri ve milletleri inandırtmak için adeta yarış ettiler. El Kaide ve Bin Ladin bahanesi ile Afganistan işgal edildi. Daha sonra da Kitle İmha Silahları bahanesi ile de Irak işgal edildi. Sıra da Suriye ve İran vardı. Şu anda Suriye ile uğraşıyorlar. Suriye ‘için de ‘iç savaş’ bahane edilecek! Eğer ki Rusya, Çin ve İran faktörleri/etkinlikleri olmasaydı bugüne kadar Suriye’nin defterini dürerlerdi. Esat ve rejimi çoktan derdest edilmiş olurdu. Zaten Suriye konusunda Ortadoğu’da en güvendikleri ülke Türkiye olsa gerek ki, daha önceden güllük-gülistanlık olan Türkiye-Suriye ilişkileri bir gecede bozuldu ve Suriye ile Türkiye’nin arası açılarak iki düşman ülke oluşturdular. Nasıl olsa Türkiye ilerde çok işlerine yarayacaktı. Şimdilik Türkiye’ye destek verilmeli! Hele bir günü gelsin Türkiye’yi Suriye ile savaştıracaklar! Ama önce Rusya ve Çin engeli aşılmalı! İran’a nasıl olsa sıra gelecek! Önce Esat ve rejimi! Başbakan Erdoğan ve heyetinin ABD’yi ziyareti bu yüzden olsa gerek. Zaten ABD ziyaretinde Suriye konusu başta olmak üzere birçok sorun masaya yatırıldı ve sonunda mutlaka bir kararda alınmıştır! Gelişmeler ve yapılan açıklamalar bu yönde ipuçları veriyor…
Görüldüğü gibi yazımıza ‘insan’ diye başladık, çekirdek aile, akraba/kuzen, aşiret-topluluk derken ülkeler, milletler, uluslar arası ve emperyalist küresel güçler ile devam ettik. İnsanın olduğu her yerde kargaşa, anarşi, terör, savaş olduğu gibi mutlaka barış, huzur ve demokrasi de vardır. İnsan, insanlar, topluluklar, milletler ve devletler var olduğu sürece mutlaka huzursuzluklar, kan dökmeler, vahşetler ve savaşlar da olacaktır. Biz yazımıza insan eksenli başlamıştık görüyorsunuz konuyu nereye vardırdık. Demek ki kainatın içinde bir nokta olan dünyanın ve dünyaya hayat/yaşam veren insanın yaratılışında/varlığında mutlak bir amaç ve gaye vardır. İşte insanın ve insanlığın asıl sorunu bu amaca yönelik adım atmadıklarından, bu amaç doğrultusunda çalışmadıklarından ve bu amacı yegâne gaye edinmediklerinden kaynaklanıyor tüm olup-biten gelişmeler ve olaylar…
 
Ekleyen:  Muhsin AKIL
Tarih:  20.5.2013
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Muhsin AKIL Yazıları
Hepimiz engelliyiz!Muhsin AKIL [ 8.4.2015 Devamı
Üşüyen Duyguların Gölgesinde Yaşama Sevinci..! Muhsin AKIL [ 29.3.2015 Devamı
Balıkesir’de Koruyucu Aile Dramı..! Muhsin AKIL [ 23.2.2015 Devamı
İnadına Yaşamak…Muhsin AKIL [ 9.2.2015 Devamı
Varlığımız ve yokluğumuz arasındaki ince çizgi..! Muhsin AKIL [ 26.1.2015 Devamı
Yaşamak Özgürlüğün Tanrı’ya Açılan Kapısıdır..! Muhsin AKIL [ 22.1.2015 Devamı
Dondurulmuş duygularım erimeye başladı..! Muhsin AKIL [ 12.1.2015 Devamı
YENİDEN MERHABA Muhsin AKIL [ 10.1.2015 Devamı
2023 bir sevdadır gönüllerde, bir şarkıdır dillerde..! Muhsin AKIL [ 3.3.2014 Devamı
DUYGU VE DÜŞÜNCELRİMLE BİR TOHUM GİBİ DÜŞTÜM TOPRAĞA..! Muhsin AKIL [ 19.2.2014 Devamı
İktidar-Cemaat çatışması üzerinden GERÇEKLERE derin bakış ve Türkiye’yi bekleyen tehlikeler..! Muhsin AKIL [ 2.2.2014 Devamı
İki Aşktan Birisi Olan GAZETECİLİĞE İLK ADIM…Muhsin AKIL [ 27.1.2014 Devamı
…VE İLK AŞKMuhsin AKIL [ 19.1.2014 Devamı
Geceleri rahat uyuyabiliyor musunuz?! Muhsin AKIL [ 13.1.2014 Devamı
Türkiye’deki küresel operasyonun perde arkası..! Muhsin AKIL [ 23.12.2013 Devamı
Ruhumuzda oluşan dalgalar üzerinde sörf yapmak..! Muhsin AKIL [ 15.12.2013 Devamı
DEVLET ve MİLLET OLARAK NE ZAMAN ADAM OLACAĞIZ?!Muhsin AKIL [ 24.11.2013 Devamı
İYİ Kİ VARSIN EFECE HABERMuhsin AKIL [ 7.11.2013 Devamı
Yılan Deliği’nde ne işim var(?)..!Muhsin AKIL [ 26.8.2013 Devamı
BEKLE ÇOCUĞUM GELİYORUM…Muhsin AKIL [ 18.8.2013 Devamı
ANNEMİM ÜÇ SIRRI !...Muhsin AKIL [ 11.8.2013 Devamı
ŞEHİTLER ÖLMEZ..!Muhsin AKIL [ 5.8.2013 Devamı
Yılanların Öfkesi (BİZ: Hem Devletiz Hem Millet) Muhsin AKIL [ 29.7.2013 Devamı
Devlet ve Millet olarak tarihte ne idik ve bugün ne hale getirildik!..Muhsin AKIL [ 22.7.2013 Devamı
Kendimizden utanmalıyız!.. Muhsin AKIL [ 15.7.2013 Devamı
İktidarın icraatlarına tarafsız ve objektif bakışım…Muhsin AKIL [ 8.7.2013 Devamı
DUYGU VE DÜŞÜNCELERİNİZİ TUTSAK ETMEYİN İÇİNİZDE Muhsin AKIL [ 1.7.2013 Devamı
Gezi Parkı Eylemlerine Derin Bakış -3Muhsin AKIL [ 23.6.2013 Devamı
Gezi Parkı Eylemlerine Derin Bakış - 2 - Muhsin AKIL [ 17.6.2013 Devamı
GEZİ PARKI EYLEMLERİNE DERİN BAKIŞ..!Muhsin AKIL [ 10.6.2013 Devamı
Ölüm ve Öte arasında ince bir çizgi üzerinde YAŞAMAK!Muhsin AKIL [ 27.5.2013 Devamı
Türkiye-Suriye SAVAŞI için düğmeye basıldıMuhsin AKIL [ 13.5.2013 Devamı
İnanç ve amaç olmasaydı hayatın/(yaşamın) bir anlamı kalır mıydı?! Muhsin AKIL [ 29.4.2013 Devamı
Bu Yazıma Başlık Bulamadım!Muhsin AKIL [ 21.4.2013 Devamı
İnançsızlık Girdabında Çırpınan İnsanların Dünyevi Çağdaş Yaşam TapınağıMuhsin AKIL [ 15.4.2013 Devamı
Sayfalar : 1  2  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam