Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29939450
Bugün Ziyaretçi :  13384
Aktif Ziyaretçiler :  4154

DUYGU VE DÜŞÜNCELERİNİZİ TUTSAK ETMEYİN İÇİNİZDE
 
Tarihin derinliklerinden süzülüp gelen aşk, sevgi ve muhabbet üzerine çekilen filmler, yazılan romanlar, öyküler ve şiirler insanın iç dehlizlerinde nasır tutmuş duyguları ne kadar incitip-acıtsa da yine de hüzünlü bir atmosferin oluşmasına engel olamazdı! İnsanın doğasında aşk olmasa umut ve hayal de olamazdı. Aşk umudun kapısı hayal ise anahtarı! Aşk insanı bazen umutsuzluğa iterek kötümser hayallerin kölesi bile yapar. Aşk kırbacı kimin elinde ise duygularının üzerine sürekli indirmek zorundadır. Yoksa duygular dinginlik, durgunluk ve monotonluk dinlemez. Duygular hareket ister. Duygular mıknatıs gibidir, iyiyi çeker kötüyü iter! İçgüdüsel dürtüler duyguları depreştirir ve çoğu zaman insanın önüne geçerek gözünü kör eder. Görmek ve bakmak arasındaki farkı atladığı için körü körüne bir bağlılıkla hayatını zehir bile edebilir! O yüzden aşkın gerçek doğasına sadık kalarak sevgiyi, umudu ve güzelliği kuşanmalıdır insan. Geçmişinden ders alıp yarınlara umutla bakmasını bilmeli…
 
Aşk esareti içinde yaşayan insanların kölelerden ne farkı var. Köleler; efendilerin emri altında bir ömür tutsak yaşarlar. Onlar ne derse onu yapar… Kendilerin ait hiçbir şeyleri yoktur. Düşünemezler, duygulanamazlar, sevinemezler! Efendileri ne düşünürse onu düşünürler, efendileri nasıl duygulanırsa onlar da o şekilde duygulanır, efendileri nelere sevinirse onlar da ona sevinir. Böyle bir aşkın kölesi olmaktansa intihar etmek en makbulüdür. Oysaki aşk sevgidir, umuttur, neşedir, güvendir, gelecektir, aydınlıktır, huzurdur. Aşk özgürlüktür. O yüzden ömrüm boyunca hiçbir zaman aşka teslim olmadım. Aşk beni yönlendiremez. Ben aşk yönlendiririm! Ne mutlu aşkın köleliğini değil de aşkın özgürlüğünü tadanlara…
 
İnsanın iç dünyasında esaret olması kadar kötü bir şey yoktur! İçekapanıklılık, insanlardan uzaklaşmak, gürültü ve patırtıdan kaçmak ne kadar pozitif sonuçlar doğursa da tersinden mantıkla negatif/olumsuz sonuçlara da doğurabilir! O yüzden insanın yaşamında özgüven, kendinden zuhur mutluluk ve geleceğe umutla bakmak çok önemlidir. Kalbini ve beynini tüm kötülüklerden uzak tuttuğu gibi mutluluğu önce kendi içinde yaşamalı insan. Sonra bu mutluluk bir yolunu bulup dışarı taşar ve başkalarının da mutlu olmasını sağlar. İğreti duygu ve düşüncelerin kölesi olmak insanı kendi iç dünyasına hapseder ve dış dünyanın tüm güzelliklerinden mahrum eder. İşte bu yüzden insan ne içine kapanıp dünyaya küsmeli ne de su böreği gibi dışa açılarak mahremiyetini sergilemeli. Mutlaka vasat/orta bir yol bularak yaşamının her anına dikkat ederek güncel hayatında otokontrol sağlamasını bilmeli insan.
 
Geçmişin acılarını, sancılarını, öfkesini/kinini içinde taşıyan insanlar her zaman tedirgin ve huzursuzdur. Geçmişin mutluluğunu, umutlarını ve güzelliklerini içinde taşıyan insanlar ise her zaman güven verici, neşeli ve mutludur. Her ikisi arasında olanların nerede ne yapacağı belli olmaz. Bazen çöldeki kum fırtınası gibi ortalığı toz-duman eder, bazen karadaki hortum gibi her şeyi önüne katıp savurur havaya, bazen de denizdeki kasırga gibi kendi kıyılarını yerle-bir eder! Duru, durgun, pasif, umursamaz, tepkisiz, suskun, yorgun insanlar ise kendilerini yaşamın kollarına salıvermişler, kaderlerine boyun eğmişler ve hayattan bezmişliğin vermiş olduğu ruh hali ile dervişane bir hayat yaşarlar. Onların siyasi, ekonomik, sosyal sorunları yoktur! Gündemden bihaberdirler. Sadece daracık dünyalarında küçücük hayallerle avunarak mikro bir hayat felsefesi içinde nefes alıp-vererek yaşamış oldukları hayatın elle tutulup gözle görülen boyutlarıyla ilgilenirler.
Ben yaşamım boyunca hem iç dünyama hem dış dünyama pozitif enerji vermeye çalıştım. Tüm negatif düşünce ve duygularımı da geridönüşüm potasında eriterek tekrar yaşamıma kazandırdım. Dış dünyadan bana yönelen tüm kötü düşünce ve duygular içinde reflekslerimden güçlü bir tepki mekanizması oluşturdum. Zaten kutsal buyrukların gölgesinde dinlenirken bu konularda ne yapmam gerektiğini Yüce Yaratıcı bir bir fısıldamıştı kulağıma!
 
Yaşamımın her anında kutlu buyrukları hatırlayarak nefes alıp-verdim bunca yıl. Kararan dünyamda kutlu buyrukları tutarak aydınlanıyordum. İçimdeki korkuları kutlu buyruklar sayesinde yok ediyordum. Nefsimi de kutlu buyruklar ile kontrol ediyordum. Her insanın içinde güneşi, ayı ve yıldızları olmalıdır derim! Benim güneşim kutlu buyrukların kaynağıydı, benim ayım kutlu buyrukların aynasıydı, benim yıldızlarım kutlu buyrukların her bir sayfasıydı. Yaşamda tesadüflere yer yoktu. Yaşamın yol göstericisi ve anahtarıydı kutlu buyruklar! Yaratılışımızın sırrına ışık tutuyordu kutlu buyruklar! Ki bu sırra sadık yaşamak..!
 
İçindeki korkuları büyüten insanların tedirginliklerini anlamak o kadar zor değil! Korku tapınağında bir ömür geçirmiş insanlardan ne beklenebilir?! Özgürlük varken korkunun kollarına sığınmak olur mu?! Yok edin içinizdeki tüm korkuları. Yıkın içinizdeki korku tapınağını. Özgürlüğü benimseyin, özgür düşünün! Özgürlüğe yol alsın bindiğiniz hayat gemisi. Özgür sularda özgürce yol alsın Özgürlüğün uçsuz-bucaksın sularında, özgürlüğün sınırsız ummanına açılsın. Düşüncelerinizi ve duygularını sınırlamayın. Kaldırın tüm sınır kapılarını özgürcü uçsun gökyüzüne doğru… Hayata dair pasaportlarınız ve vizeleriniz olmasın! Özgürlüğe giden yol üzerinde hiçbir trafik levhası olmasın. Kırmızı, yeşil ve sarı renkler özgürlüğünüzün gökkuşağı içinde erisin ve öyle bir dönsün ki sonunda temizliğin, berraklığın, şeffaflığın beyaz rengi olarak tüm hayatınızı kuşatsın.
 
Kıtalar üzerinde düşünüyorum da Amerika ve Avrupa deyince aklıma sömürge ve tokluk geliyor! Afrika deyince de kölelik ve açlık..! Kıtalara bile anlam yükleyebiliyoruz. Afrikamsı duygular depreşir bazen içimde. Açlıktan derisi kemiğine yapışmış siyah insanların içinde yaşamak isterdim. Onların derdiyle dertlenmek; onları anlamak ve onları dinlemek… Madem ki insanım sorumluyum tüm insanlıktan! O yüzden duygu ve düşüncelerime önüne set kuramazdım; özgürce aksın dedim… Ve Ortadoğu deyince aklıma önce Filistin gelirdi! Direnişin sembolüydü Filistin! Ortadoğu deyince aklıma sonra İsrail geliyordu: zulüm, baskı, şiddet, ölüm, kin ve nefret..! Şimdi Ortadoğu’yu genişlettiler! İsrail ile birlikte emperyalist küresel diğer güçleri de hatırlamaya başladık. Unutulmadı Irak işgali! Şimdi de Suriye’de isyan! Halkı Müslüman ama birbirine kırdırtıyorlar! Ortadoğu deyince düşmanı bile unutuyor insan… Artık düşman dışarıda aramamıza gerek yok, düşman içimizde cirit atıyor.
 
Ve benim güzel ülkem Türkiye’m. Dört yanı denizlerle çevrili, yerin altı ve yerin üstü hazinelerle dolu güzel ülkem Türkiye’m. Tarihin binlerce derinliğinden gelen güzellikleri arasında çiçek çiçek açmış insanları kaç asır dünyaya barış, huzur ve güven aşılamış bir milletin torunları olarak şu an içinde yaşadığımız duruma bakın hele. Rahat bırakmıyor düşmanlar, kaşıyor yaralarımızı, deşiyor iç organlarımızı, akıtıyorlar kanımızı, incitiyorlar canımızı. Yine de ders almıyoruz, kendi kendimizle uğraşıyoruz. Özgürlüğü, umudu, aşkı, mutluluğu, barışı, huzuru, güveni kendimize çok mu görüyoruz? Renkli bir bahçemiz var! Rengarenk çiçekler… Her birinin kokusu bir o kadar güzel. Ama koklatmıyorlar! Bahçemiz tel örgüyle çevrili, sadece uzaktan seyrediyoruz. Bizleri evimize hapsetmişler sadece pencereden bakabiliyoruz! Oysaki Türkiye’m hapishane değil. Özgürlüğü, barışı, huzuru, güveni, umudu, mutluluğu hak etmiş bir ülkedir Türkiye’m! O halde hala niçin köleyim ben?!
 
Duygu ve düşüncelerim aşk ateşi ile alevlendi, özgürlük ve barışı kuşandı, umuda doğru kanatlandı ve yarınlara kanat çırptı özgürce gökyüzünde… Karanlığın üzerinden geçerken hatırladı acıyı, öfkeyi ve nefreti… Artık hepsi geride kaldı artık.. Özgürce uçmak vardı yarınlara… Geçmişi unutmadan, gelecekten korkmadan özgürlüğe giden yolda havadan, karadan, denizden ve derinden gitmek var… Duygu ve düşüncelerimizi salıverdik gökyüzüne, özgürce uçsunlar diye… Bir sabah nasıl olsa güneşle birlikte uyanacağız ve dilimizde barış, adalet ve özgürlük şarkıları… İşte o gün bayram, işte o gün özgür Türkiye’m…
 
Ekleyen:  Muhsin AKIL
Tarih:  1.7.2013
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Muhsin AKIL Yazıları
Hepimiz engelliyiz!Muhsin AKIL [ 8.4.2015 Devamı
Üşüyen Duyguların Gölgesinde Yaşama Sevinci..! Muhsin AKIL [ 29.3.2015 Devamı
Balıkesir’de Koruyucu Aile Dramı..! Muhsin AKIL [ 23.2.2015 Devamı
İnadına Yaşamak…Muhsin AKIL [ 9.2.2015 Devamı
Varlığımız ve yokluğumuz arasındaki ince çizgi..! Muhsin AKIL [ 26.1.2015 Devamı
Yaşamak Özgürlüğün Tanrı’ya Açılan Kapısıdır..! Muhsin AKIL [ 22.1.2015 Devamı
Dondurulmuş duygularım erimeye başladı..! Muhsin AKIL [ 12.1.2015 Devamı
YENİDEN MERHABA Muhsin AKIL [ 10.1.2015 Devamı
2023 bir sevdadır gönüllerde, bir şarkıdır dillerde..! Muhsin AKIL [ 3.3.2014 Devamı
DUYGU VE DÜŞÜNCELRİMLE BİR TOHUM GİBİ DÜŞTÜM TOPRAĞA..! Muhsin AKIL [ 19.2.2014 Devamı
İktidar-Cemaat çatışması üzerinden GERÇEKLERE derin bakış ve Türkiye’yi bekleyen tehlikeler..! Muhsin AKIL [ 2.2.2014 Devamı
İki Aşktan Birisi Olan GAZETECİLİĞE İLK ADIM…Muhsin AKIL [ 27.1.2014 Devamı
…VE İLK AŞKMuhsin AKIL [ 19.1.2014 Devamı
Geceleri rahat uyuyabiliyor musunuz?! Muhsin AKIL [ 13.1.2014 Devamı
Türkiye’deki küresel operasyonun perde arkası..! Muhsin AKIL [ 23.12.2013 Devamı
Ruhumuzda oluşan dalgalar üzerinde sörf yapmak..! Muhsin AKIL [ 15.12.2013 Devamı
DEVLET ve MİLLET OLARAK NE ZAMAN ADAM OLACAĞIZ?!Muhsin AKIL [ 24.11.2013 Devamı
İYİ Kİ VARSIN EFECE HABERMuhsin AKIL [ 7.11.2013 Devamı
Yılan Deliği’nde ne işim var(?)..!Muhsin AKIL [ 26.8.2013 Devamı
BEKLE ÇOCUĞUM GELİYORUM…Muhsin AKIL [ 18.8.2013 Devamı
ANNEMİM ÜÇ SIRRI !...Muhsin AKIL [ 11.8.2013 Devamı
ŞEHİTLER ÖLMEZ..!Muhsin AKIL [ 5.8.2013 Devamı
Yılanların Öfkesi (BİZ: Hem Devletiz Hem Millet) Muhsin AKIL [ 29.7.2013 Devamı
Devlet ve Millet olarak tarihte ne idik ve bugün ne hale getirildik!..Muhsin AKIL [ 22.7.2013 Devamı
Kendimizden utanmalıyız!.. Muhsin AKIL [ 15.7.2013 Devamı
İktidarın icraatlarına tarafsız ve objektif bakışım…Muhsin AKIL [ 8.7.2013 Devamı
Gezi Parkı Eylemlerine Derin Bakış -3Muhsin AKIL [ 23.6.2013 Devamı
Gezi Parkı Eylemlerine Derin Bakış - 2 - Muhsin AKIL [ 17.6.2013 Devamı
GEZİ PARKI EYLEMLERİNE DERİN BAKIŞ..!Muhsin AKIL [ 10.6.2013 Devamı
Ölüm ve Öte arasında ince bir çizgi üzerinde YAŞAMAK!Muhsin AKIL [ 27.5.2013 Devamı
Evrende insan bir nokta ise...Muhsin AKIL [ 20.5.2013 Devamı
Türkiye-Suriye SAVAŞI için düğmeye basıldıMuhsin AKIL [ 13.5.2013 Devamı
İnanç ve amaç olmasaydı hayatın/(yaşamın) bir anlamı kalır mıydı?! Muhsin AKIL [ 29.4.2013 Devamı
Bu Yazıma Başlık Bulamadım!Muhsin AKIL [ 21.4.2013 Devamı
İnançsızlık Girdabında Çırpınan İnsanların Dünyevi Çağdaş Yaşam TapınağıMuhsin AKIL [ 15.4.2013 Devamı
Sayfalar : 1  2  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam