Ulu önder Atatürk’ün güzel bir sözü vardır. “Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça, daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.” Özgüveni artarak, toprağına vatanına sahip çıkacaktır.
Tarih günümüze ışık tutar. Aynı zamanda geleceğimizin aynasıdır da. Toplum olarak ne olduğumuzu ve nereden geldiğimizi bilmemizi sağlar. Geçmişi bilen geleceğin planlamasını daha doğru yapar. Bu nedenle her birey olarak, tarihi öğrenmeli, öğretmeliyiz.
Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde ülke düşmanlar tarafından paylaşılmıştı. Sevr antlaşması ülkeye kabul ettirilmeye çalışılıyor. Halk fakirlik içinde şekerini bile üretemeyen, en basit demirden aletleri dahi yurt dışından ithal ediyordu. Halk esaret çilesi altında zayıflamış silahsız ve güçsüzdü.
Bu ülkeyi “yaşatmak” ya da “yok etmek” vardı. Ulu önderin, “Bağımsızlık benim en büyük karakterimdir” sloganıyla hareket ederek istiklal mücadelesi için Çanakkale’de 250.000, Sarıkamış’ta 90 bin şehit verildi. Birinci dünya savaşı yıllarında açlık, yokluk ve sefalet içinde yedi düvele karşı mücadelenin ardından büyük bir ihtilal yapıldı. TBMM nin kuruluşu ile bağımsızlığımız ilan edildi.
Büyük bir devrimle yönetim biçimini ifade eden Cumhuriyet kuruldu. İşte bugün, günün önemini ve manasını anlatan bu “yeniden doğuş” bayramının 86. yılını idrak ediyoruz. 29 Ekim bizim için önemlidir. İmparatorluk yıkılarak Cumhuriyet kuruldu. Aydınlanma ve yükselerek, varlığımızı sürdürmeye geçtiğimiz gündür.
Cumhuriyet yönetiminde yöneten ve yönetilen vardır. Yönetilen yöneteni seçer. Yöneten ve yönetilen Cumhuriyet ilkelerine göre hareket etmelidir.
Türkiye Cumhuriyeti kendi kuruluş ilkeleri doğrultusunda orta doğuda bölgesel güç haline gelmelidir. Ulu Önder Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh” ilkesi ile komşularına örnek ülke olmalıdır. Etrafımızdaki ülkelerle düşman olmak bize hiçbir fayda sağlamaz. Ülke içinde yapılan açılımların komşu ülkelere karşı yapılması bölgemiz için de yararlıdır. Bölgemizde söz sahibi ve örnek ülke olma başarısını gösterebilmeyiz…
Cumhuriyet ilke ve inkılâplarıyla ekonomisi güçlü ülke haline gelmeliyiz. Gelecek nesillere karşı sorumluluğumuz manasında kadınlara da seçme ve seçilme hakkını tanıyan bu yönetim şeklini koruma ve kollama görevimiz de vardır. Atatürk ilke ve inkılâplarına göre söz söyleme hakkı hepimizindir. Biz Türk ulusuyuz.
Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Alevi ve Sünni’si ile Hepimiz de Türk oğlu Türküz. Son günlerde bu ilke her zamankinden daha çok önemsenmelidir.
Bu vatanı sahipsiz bırakamayız. Gökte sallanan ay yıldızlı bayrağımız asla yere indirilemez. Kan ve kemikle kutsallaşan bu topraklar bölünemez. Bölünmeye ve emperyalizme hizmet edemez.
“Ne mutlu Türküm Diyene, Ne Mutlu Cumhuriyetin değerini bilene…”
Cumhuriyetimiz kutlu olsun…
|