Medya ve siyaset dalaşını izlemekten uzaklaştım son günlerde… Bu sıralar hep okuma isteği sardı beni.
Bir kenara çekilip ne bulursam, hangi kitap olursa, hep okumak, çok okumak, sadece ve sadece okumak istiyorum…
Kitapla birlikte yalnız kalmak, romandaki kahramanla empati kurmak, onu anlamak, düş kurmak, okuyarak ruhunu, yüreğini hissetme isteğim; saklı bahçemde, iç dünyama inerek farklı bir dünya ya akmak istiyorum sadece…
Hayatı izlemekten, koşuşturmalardan kaçarak, benim için gizemli olan evime kapanıp kitapların arasında kaybolup başka bir düşe seyahat yapma isteği işte bu son günlerde beni alıp götüren. İnsan isterse hep mutlu ya da hep mutsuz olabiliyor; hayatı cehenneme çevirmek çok kolay gibi geliyor bana. Sorunlar bazen aklımızın köşe taşlarında buluşur, bazen de taşların sokağı döşemesi gibi beynimizi kaplamasına yine kendimiz müsaade ediyoruz belki de. Güzelliklere amade olması gereken yüreğimizi gereksiz yere sorunlarımızla hoyratça karartıp yasa büründüren; yaşama bakışımızı değiştiremeyen yine de biz değil miyiz?
Yoksa günlük hengâmeye, yoğun gündeme, insanların sorunlarına, didişmelere, televizyona esir edenlere ayak uydurursam; zordur bu yaşamda benim de işim...
Hakikatten insan istese, sorunlarından kendini uzak tutarak, yeni alternatifler üretebilir yaşamında. Günün bir bölümünü, fark yaratacak, kendini iyi hissettirecek, başka bir konuya yoğunlaşabilir. Benim de kaçışım bu sıralar da, okumağa akıyor yüreğim işte…
Mutluluğun sırrını anlatan büyük şair Can Yücel’in kitabı önümde ve hepinizin bildiği ve çok beğenerek okuduğum şiiri:
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak,
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin...
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak,
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın.
İşte yaşama bakışımı değiştirmem için kendime uyarladığım bir neden. İç dünyamla baş başa kalarak, notlar almak, iş dışında yaptığım en büyük ve keyif aldığım bir şey okumak. Her okuduğum kitapla tuğladan bir binayı inşa eder gibi yavaş yavaş katlarını yapıyorum. Katların yükselişine paralel olarak okuduğum kitap sayısı da artıyor. Yapı taşlarının, estetik ruhunu tamamladığımda işte o zaman en güzel binayı inşa edeceğime inanıyor; gelecekte bir gün bilgi, beceri, ustalık olgunluğuna erişeceğimi umuyorum…
|