İnsanlar gün geçtikçe bir çuval kömüre muhtaç hale geldi. Fakirleşenler arttığı için tonlarca kömür de dağıtıldı. Güzel mutlu bir yaşam hayal edemiyor, hızla artan iş ve aş bekleyen mutsuz insanları görüyorum…
Kömür taşıyan tırlar, zenginleşen iktidar yanlısı kömür işletme sahipleri ve hızla artan fakir fukara ve garibanlar. Bunun yanında genç nüfusun oyları nasıl alınır hesabı da yapılıyor.
Yapılan bu yardımlarla halkın onuru incitilmektedir. Demogoji ile fakır fukaraya Samanyolu, Kanal 7 TV izlettirilerek halk aşağılanmaktadır… Dinimizde yardımların, aynı ibadetler gibi gizli yapılması gerektiğinden bahseder.
Hayati Yazıcı ‘’Sosyal devlet vatandaşını ısıtmak zorunda’’ diyor.
Sosyal devletin görevi; istihdam yaratmak ve özel sektörün önündeki engellerin aşılmasını sağlamaktır.
Diğer taraftan da yalaka insanlar arasında ticari ahlaksızlıkla gelen emeksiz zenginlik büyüyor.
Bir cepten alınıp öteki cebe verilerek…
Dürüstlük fırsatçılığın yanında cüce kaldı...
Artan fakirliğe ise “sosyal adalet’’ çerçevesinde ‘’inanca’’ bağlı yardımlarla insanları muhtaç ve yardıma bağımlı hale getirerek bekleyelim ülke kalkınır...
Kurtuluş savaşında manda yönetim kabul edilmemiş şimdi ise halkın aşağılanması kabul ediliyor.
Kalkınmış ülkelerde veya AB ülkelerinde böylesi yardımlarla oy avcılığı yapılıyor mudur?
Üstelik yardımlara “oy avcılığı değil, rüşvet hiç değil’’ diye bakılıyor…
Zaten hükümet en büyük çalışmayı yolsuzluğa ve rüşvete karşılık yapmıştı.
Hükümetler halka kömür dağıtmayla rüşvete teşvik eder mi?
Etmez…
Oy kullanma seçmenlerin kendi vicdanlılarıyla baş başa kalma olayıdır.
Bu nedenle kömür alan vatandaşlar hükümete oy vermek zorunda mı?
Elbette değil. İhtiyaçlı oldukları için devletin onlara yardım yaptığını biliyor.
Aydınların, yazar ve çizerlerin işi insanları aydınlatmaktır.
O halde bu halk, cahiliyetten uzak kendisine olan saygısı gereği, vicdanına göre oy kullanacaktır.
Bu nedenle hiçbir siyasi partiye gebe değillerdir.
Akıl ve mantık beraber yürüyorsa eğer.
İlkesiz siyasete müsaade edilmemelidir.
Kimin yardım ettiğine değil, kimin bu ülkeye sahip çıktığına bakılacak...
Örneğin, kömür yardımı iktidar AKP den alınsa da CHP belediye başkan adayının daha iyi başkanlık yapacağına inanılıyorsa o zaman CHP ye oy verilmelidir.
Oy verme başka, yardım alma başka.
Bir çuval kömüre oy mu satılırmış?
Oy vicdan işi, yardım ise düşene sahip çıkma işidir.
İçimden geçen sese kulak veriyorum; İleriye rahat bir yaşama gitmemiz gerekirken geriye gidiyor olmamızı görüyorum.
Ve biz bunu hak etmiyoruz...
|