Dünya tarihi(!) imparatorlukların büyüyüp küçülmesine, asırlar boyunca güçlü olanların zayıf olanları yok etmesine pek çok kez şahitlik etmiştir.
Güçlü olanlar her zaman yaşamaya devam ettikleri halde, zayıf olanlar ise hep ezilen, yok olan dahası varlıklarını devam ettirdikleri sürede daima geri kalmış, zavallı toplum durumunda kalmışlardır.
Bu sebeple;
Taviz vermeyen mücadeleci bir ruha sahip olmalıyız.
Ecnebiler çocuklarını kurt gibi yetiştirirken, biz kuzu gibi yetiştirmemeliyiz.
Atatürk’ün ‘’Yurtta barış dünya da barış’’ veciz sözü yanlış yorumlanmaktadır.
Biz Türkler özümüzde barışçı, merhametli, insancıl, misafir sever duygulara sahip âlicenap bir milletiz.
İyi niyetler suiistimal edilebilir düşüncesiyle her zaman tedbiri elden bırakmamalıyız.
Bu kutsal toprakları dedelerimizden çocuklarımız için ödünç aldığımızı unutmayalım.
Bağımsızlığımız söz konusu olduğunda bununla razılaşmayan bir gerçeğimiz vardır.
Bunu yakın tarihte, Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da, Sarıkamış’ta ispatlamış bir milletiz.
‘’Su uyur düşman uyumaz’’
Çocuklarımızı bu bilinç ve sorumlulukla yetiştirmeliyiz.
Bu ülke insanları asla esarete izin vermemiş ve vermeyecektir.
Bizim kimliğimizi, kültürümüzü, değerlerimiz yıkmaya çalışan(!)
“Dinler arası diyalog”dan, insan haklarından, kardeşlikten, evrensellikten bahsedenleri görüyoruz.
Amerikan’ın kuklası İsrail’in Filistin’e uyguladığı soykırımda Kelime-i Şahadet getirmeye çalışırken; dehşet tufanında babasının kucağına sığınmış masum yavrunun hunharca öldürülüşü gibi utanç ve hüzün dolu manzaralara sıkça tanık oluyoruz.
Dünya ya filler hükmediyor. Acımasızca, vahşice, vicdanları sızlamadan!
Faşist emperyalist ülkelerin “orantısız güç’’ kullanarak yaptıkları savaşta hayatta kalmak mucizedir. Toplumların bir birlerine saygıyla bakmadığı sürece haktan, adaletten, barıştan söz etmek kendimizi kandırmak olur.
Güçlü olan zayıfı ezer, dahası yok eder!
1946 yılından sonra silahlarıyla, paralarıyla Filistin topraklarını işgal ederek büyüyen İsrail’in vahşet örneği önümüzde.
Topraklarımıza sahip çıkarak aç kurtların iştahını kabartacak tavizler içine girmemeliyiz.
Zekâmızla özgüvenimizi birleştirmeliyiz. Güçlü insan sorgulayan, gözlemleyen, zeki, tarihi okuyan ve bundan ileriye dönük dersler çıkarabilen, sürekli bir şeyler öğrenen insandır.
Kuran’ın ilk ayeti ‘’OKU’’ (!) ders alınması gereken çok manalı kelimedir.
Ülkemizin bekasını temin edebilecek tüm donanımlara sahip, birer aslan gibi çocuklarımızı yetiştirmeliyiz.
|