Her sabah uyandığımda bugün baş döndürücü nasıl ‘’bir olay’’ olacak ve bugün ‘’ne’’ göreceğiz yaşamımızda diye düşünür hale geldim.
Kendi eksenimiz içinde dönerken gelecekteki hayalini kurduğum ülke değil burası.
Saygınlığımızı, onurumuzu, kabiliyetimizi yitirmekte olduğumuz bir ülke.
İşsizliğin her geçen gün arttığı, borç batağından çıkamayan bir ülkeyiz.
İMF ve dünya bankası tarafından sömürülen ve çökertilen bir ülke
En hassas bölgelere Amerikan üsleri yerleşmiş bir ülke
Alınan dış kaynaklı paralar kullanılmış ancak daha sonra şirketleri yabancılaşmış bir ülke,
En önemli teknik kurumları yabancılara satılmış,
Eğitim sistemi çökertilmiş,
Terörle mücadele edenlere karşı cephe açılmış bir ülkedeyiz.
Dış güçler tarafından ordumuzun zayıflatılmaya çalışıldığının tablosunu izlediğimiz,
Kendi hezeyanları içinde şov yapan ‘’şarlatanların’’ sözleri geçerli hale gelmiş bir ülke burası.
İnsan haklarının, ahlaki kurallarının ve hukukun ihlal edilmekte olduğu bir ülke!
Çözüm bulmak yerine problemin bir parçası haline gelen ve hızla zayıflayan,
‘’Deniz feneri yolsuzluğunun’’ sonuçlanmayıp gündem dışı kaldığı,
Demokrasiden bahsederken, kendi öz zihniyet despotizmini dayatma yoluyla ‘’anlaşılmazlığını’’ sergileyen üçlü kutuplaşma içine girmiş bir ülke
‘’Siyasallaşan dinciler’’ ‘’Milliyetçiler’’ ‘’Kürt ayaklanması’’
Ve bir sabah belki; uyandığımızda karşılaşmak istemediğimiz ‘’toz duman bir ülke’’
‘’Bir millet uyuyorsa uyandırmak kolaydır. Uyumuyor da uyuyor gibi yapıyorsa ne yapsanız nafile, uyandıramazsınız.’’
|