Kadının aile için konumu çok önemli olsa da, konumu aile içindeki konumuyla sınırlandırılmamalıdır.
Siyasette kadın politikaları belirlenerek, kadının aktif olarak siyaset içinde de yer alması sağlanmalıdır.
Son yıllarda, ‘’eşit haklar’’, ‘’özgür bireyler’’ ‘’kadın dostu kent’’ adı altında yürütülen kadın hareketlerinin, istenilen seviye ye ulaşabilmeleri için hükümet daha sağlıklı sistemleri kurarak bunu yasalarla hayata geçirip desteklenmesi için çalışmalar yapmaktadır.
Ancak ülkemizdeki yasalarda kadınlarla erkeklerin eşitliğini bozan çok önemli hükümler zaten yoktur. Siyaset için eşit fırsatların yaratılması beklenmekte ve talep edilmektedir.
Kadın, kendilerine tanınan hakların bilincine vararak ve erkeklerin baskısı altında olmadan serbestçe kendi iradeleri ile seçme ve seçilme hakkını kullanabilmelidir.
Kadının özgürce inandığı kişilere oy vermesi halinde, daha çok gündemde kalmasını, haklarına daha çok sahip çıkmasına ve siyaset hakkında daha çok bilgi sahibi olmasını da sağlayacaktır.
Mecliste bulunan kadın milletvekilleri de, siyasi görüş ayrımcılığı yapmadan güç birliği yaparak, kadının dayanışma içinde olduğunu göstererek karşı cinse de örnek olmalıdırlar.
Eşit haklar, eşit temsil edilmek yerine kadınların kendi özgür iradelerine sahip çıkmaları yönünde çalışmalar yürütmesi istenmeli ve siyasi partiler yasasında değişiklik yapılması için öncülük yapılarak kadın hareketlerinin önü açılmalıdır.
Partilerdeki kadın bulundurma zihniyetindeki iyi niyet ve inisiyatifi göz önünde bulundurma cehaleti ortadan kaldırılarak, kadının siyasette bulunma zorunluluğu anlayışı sağlanmalıdır.
Ülkemizde daha çok kadının siyasette ve Meclis’te bulunma hakkına sahip olması, kadının uluslararası platforma taşınmasını da ortadan kaldırır nitelikte olacaktır. Çünkü en az diğer ülkelerdeki hemcinsleri kadar Türk kadını bunu hak ediyor.
|