Kadınlarının yaşadıkları zorlukları gidermiş olan gelişmiş ülkeler, her yıl 8 Mart'ta ''Dünya Kadınlar Günü”nü farklı bir şekilde kutlamaktadırlar. Ülkemizde ise kadınların pek çok sorunu ne yazık ki halen çözüm beklemektedir.
Türkiye’de yaşayan kadınlarımız bu günü kutlama aşamasına gelebildiler mi?
Ülkemizde kadınların %30’u dini nikâhla yaşarken; %20’si ise halâ nikâhsız yaşamaktadırlar. İşlerin %65’ini kadınlar yapmalarına rağmen, en az ücret alan, ezilen ve hakir görülen, cahil bırakıldığı yetmezmiş gibi sürekli aile içerisinde şiddete maruz kalan maalesef kadınlar olmaktadır.
Kadınlara yapılacak yatırım insanlığa yapılan yatırım demektir.
Kadınlar eğitimsiz bırakıldığı sürece bunu bir alın yazgısı olarak kabullenmeye devam edecek, korkudan insani haklarının elinden alınmasına, itilip kalkılmasına razılık gösterecek; ruhen ve ahlaken zayıf çocukların yetişmesine neden olacaklardır. Unutulmamalıdır ki, terbiye ailede başlar. Bunda da yük annelerin omuzlarındadır. Eğitilmemiş kadınlar kendi ayakları üzerinde durmakta zorlanır, sürekli geleneksel değerler içerisinde özgürlüğünü unutur.
Ülkemizdeki kadınlar bu günü kutlamayı hak ediyorlar mı sizce?
Globalleşen dünyada sosyal sınıfın en alt tabakasını maalesef kadınlar oluşturmaktadır. Özellikle de bizim kadınlarımız. Mehmetçikleri doğuran, Yiğitleri yetiştiren! Milli mücadelede oğulları ve eşlerinin arkasından cephane taşıyan, yiğit Türk anneleri, Kara Fatmaların, Nene Hatunların, Yirik Fatmaların, Onbaşı Halidelerin torunları hala sosyal hukuksuzluk içerisinde çırpınmaktadır.
İnsanlığa hizmet eden yaratılanın en üstünü olan insanın biri erkek ise biri de kadın!
İki ayrı insana yüklenen farklı yapı ve sorumluluk! Ancak bu adaletsiz paylaşımda en zor şartları yaşayan ise kadın!
Kadınlar, iş hayatında yer alarak aile bütçesine, ülke ekonomisine ve kalkınmasına katkı sağlayacakları inancına sahip olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır’’ düşüncesinden hareket ederek kadınların tek başına, özgürce başarılı olabileceklerini gösterebilecek fırsatlar kendilerine sunulmalıdır. Onların erkeklerden aşağı kalmadıklarını gösterebilmeleri için kendilerine yeterli fırsatlar verilmelidir.
Kadınların bilinçlendirilmeleri sonucunda kadınların sosyal statülerinin belirlenebilmesi için yapılan mücadelenin sembolü olarak 8 Mart “Dünya kadınlar günü” olarak kutlanılıyor. 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York Şehri’nde tekstil fabrikasında çok ağır şartlarda çalışan kadınlar haklarını aramak için başlattıkları grevde talihsiz bir yangın çıkarak 129 işçi yaşamını yitirir. Bu nedenle Birleşmiş Milletler Örgütü 8 Mart’ın, dünya kadınlar günü olarak kutlanmasına ve kadınlara eşit haklar verilmesi ile barışın sağlanacağı ve kadınların güçleneceği kabul edilmesine karar verdi.
Ülkemizde kadınlar sosyal yaşamın her alanında yeterince temsil edilememektedir. Pek çok sosyal haktan mahrum oldukları yetmezmiş gibi küçük yaşlarda zorla evlendirilme, baskı, şiddete ve töre cinayetlerine maruz kalmaktadırlar. Eğitimden fırsat eşitliğinden de yoksundurlar. Zira 8 milyon kadınımız okuma yazma bilmemekte; ancak % 2’si yüksek öğrenim görmektedir.
TBMM’sinde kadın milletvekillerimizin sayısı %9,1’lik bir orana sahiptir. Meclisteki bu düşük oran ciddi şekilde sorgulanarak meclisteki kadın sayısının artırılması yoluna gidilmelidir. Temsil içerisinde kadınlar daha aktif bir rol almalıdırlar.
Kadınlar siyasette zorunlu hale getirilmelidir.
Kadınların olduğu yerde tertip, düzen, seviye ve huzur vardır. O halde neden kadınlara mecliste ve sosyal yaşamda kendilerini gösterme fırsatı verilmez? Yoksa bu değerler manzumesi önemsiz midirler?
Toplumda eğitim düzeyinin artmasıyla birlikte son dönemlerde bazı iyileştirmeler dikkati çekmektedir. Sosyal yaşamın değişik alanlarında öne çıkarılmaya başlanmıştır. Kadınlarımızın sosyal yaşamdaki sayıları daha çok artırılmalıdır. Klasik erkek egemenliği anlayışına son verilmelidir.
Erkeklere eş, çocuklara anne, işinde titiz çalışan kişiler olarak karşımıza çıkmalarına rağmen kadınların ikinci plana çekilmeleri ciddi bir haksızlıktır.
Ülkemizde de kadınların 8 Mart gününü neşe içinde kutlamalarına fırsat yaratılmalıdır.
Siyasi partilerde ve sivil toplum kuruluşlarında kadınlarla ilgili ’’kadın politikası’’ yok. Kadın bulundurma zihniyeti var. Kadınları “güçlendirme ve kalkındırma‘’ programları yapılmalıdır. Kadınlar erkeklerle her konuda eşdeğer güce sahip olmalıdır. Kadın-erkek el ele birlikte mücadele etmelidir.
Onları, ayakları üzerine basan, güçlü, iş hayatında aktif insanlar olarak görmek istiyoruz.
Özgürlük, eşitlik, yeterince temsil edilme hakkına kavuştuğumuz zaman 8 Mart Dünya Kadınlar Gününün önem ve anlamına göre kutlanması aşamasına gelebiliriz ve kutlayabiliriz.
|