TBMM’ nin kurulduğu ilk dönemlerde kabul edilen İstiklal Marşımızın 88. yılı idrak edildi.
Milli marş için açılan şiir yarışmasına pek çok şair katılmış olmasına rağmen milli marş olmaya layık görülen şiirin sahibi Mehmet Akif Ersoy, birlik beraberliğe inanan, milli mücadelede duygularını, değerlerini, özlemlerini, vatanseverliğini ortaya koyan mütefekkir şairlerimizdendir.
Günümüzde yaşananları aynen Safahat’ta dile getiren ve o en büyük eserinin özeti gibi olan İstiklal Marşımız kaleminden dökülürken, vatan, din aşkını, mazimizi ve milli mücadelemizi heyecanlı bir şekilde anlatmıştır.
Günümüzde paraya tapan ve siyasilerin yandaşlığını yaparak asalak şekilde zenginleşen insanlar gibi davranmamış; aksine kendisine birinciliği getiren şiirden kazandığı parayı kabul etmemiştir.
Ülkemizin o en zor dönemlerinde, ödül olarak kazandığı ve o döneme göre bir hayli değerli olan 500 lirayı “almaya mecbursam, bir hayır kurumuna bağışlıyorum” diyerek ret etmiştir. Üzerinde arkadaşından ödünç aldığı kıyafet ve cebinde 2.5 lira parası olup, yarışmaya o şekilde katılan ünlü şairimiz otelde kalacak kadar parası olmadığı için de Taceddin dergahında kalmıştır.
Cumhuriyet tarihinin ilk yıllarında tembelliğe, maddi ve manevi her türlü cehalete, ruhsuzluğa başkaldırmış ve bu kutsal haykırışını mısralarında dile getirmiştir.
Ülkemizin güçlü ve huzurlu olması için gösterilmesi gereken duygu ve düşüncelerini, hürriyet aşkımızı ve vatanseverliğimizi İstiklal Marşımızda en güzel şekilde yansıtmıştır.
Öyle bir şiir yazmıştır ki, her okunduğunda vatanseverliğim artarak tüylerim diken diken olur. Bu millete mal olmuş şiiri yazarken sadece iki sayfa kağıdı olan şairimiz şiirin bir bölümünü kaldığı dergahın duvarına yazarak elindeki ikinci kağıda temiz kopyasını yazmak için kullanmıştır.
İstiklal Savaşına katılmamış olmasına rağmen savaş anını benliğinde hissederek ve yaşayarak şiire yansıtmıştır. O heyecanlı, bunalımlı, binlerce şehitlerin ruhlarının dolaştığı savaş meydanlarının ve geriye kalan mirasa sahip çıkmanın duygularını anlatmıştır.
Büyük usta mütefekkir şairimiz bizlere dehşetli anları, yokluğu ve acılara rağmen ağır bedeli olan millet olma şuurunun asil bir erdem olduğunu anlatan eşsiz hazineyi bırakmıştır.
Dürüstlük timsali, yetenekli şairimiz yoksulluğun ve helal kazancın onurlu bir hayatla beraber devam ettirilebileceğini ispatlayarak adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır.
Onun gibi yanlışlara başkaldıran doğruları gösteren, vatanseverliği aşılayan tevazu sahibi kaç şair gösterebilirsiniz?
Tek kelimeyle yazmış olduğu şiir insanları coşturan ‘’milli yemin’’di. Kahramanlık destanımız “İstiklal Marşı’’mızdı.
Bu marş Türk milletinin ta kendisi, özgürlüğümüzün simgesidir.
Ve büyük üstadın deyimiyle “Allah bir daha bize İstiklal Marşı yazdırmasın".
|