Ülke olarak kendimizi 'Akil'lerin güvenilir kollarına bıraktığımız her şeyin güllük gülistanlık olduğu bu boşluktan yararlanarak bugün sizlere UFO anılarımdan bahsetmek istiyorum.
Unidentified Flying Object (Belirlenemeyen Uçan Cisim) cümlesinin baş harflerinden oluşan UFO'ların binlerce yıldır mavi küremizi ziyaret ettiği gerçeği bugün büyük çoğunluk tarafından kabul görüyor.
Çocukluğumdan beri uzay ve UFO'lar merak alanıma girdiği için Stephen Hawking, Eric von Daniken ve Jaime Maussan ile son yıllarda ülkemizde bu işin hakkını vererek yerine getiren araştırmacılar Haktan Akdoğan ve Farah Yurdözü'nün çalışmalarını elimden geldiğince takip ettiğimi belirterek bizzat şahit olduğum UFO gözlemlerimi anlatmaya başlıyorum:
VARAN - 1
5 Eylül 1975 tarihinde gece saat 22.30’da Kayseri’den havalanan C-47 tipi askeri nakliye uçağının kaptan pilotu yüzbaşı Mehmet Öksüm, Haktan Akdoğan'ın sunduğu canlı TV programına telefonla bağlanarak: “Uçuşumuz devam ederken, bir anda bizden daha alçak irtifada, ay parlaklığında bir cisim ortaya çıktı. 6-7 katlı bir apartman büyüklüğündeydi ve bize doğru yaklaşıyordu. Kabindeki zile basarak diğer uçuş ekibini çağırdım. Uçağın tüm ışıklarını kapatıp rotamızı Adıyaman'a çevirerek heyecan içerisinde cismi izlemeye başladık. O sırada cisim elips şeklini almış ve ortasından açılmaya başlamıştı. Gümüş rengindeydi. 25 dakika sonunda cisim bir bisiklet tekerleğine benzemişti. 3-4 kilometre yarı çapındaydı. 3-4 metre açığından geçerken içine baktım, karaltılar görülüyordu, fakat bir şey seçemiyorduk. Malatya’ya geldiğimizde Uçuş Kulesi bize ‘Diyarbakır, Erzurum, Elazığ ve Muş’tan valiler ve kaymakamlar telefon ediyor, halk ışıklar saçan bir gök cismi görmüş. Siz de gördünüz mü?‘ diye sordu. Yarım saat yan yana uçtuğumuzu söyledim” diyerek “Olayı rapor edecektim fakat albayımız olayı kapattı. İsmini veremeyeceğim o albay daha sonra general oldu. Olayı gören Yavuz Afacan adlı diğer arkadaşım da şu anda benim gibi THY’de kaptan pilot olarak çalışıyor. 39 yılda 20.000 saatin üzerinde uçuş gerçekleştirdim, böyle bir olaya hiç rastlamadım. Ertesi günü meydana gelen Lice Depremi nedeniyle bunun yer altındaki enerjinin açığa çıkmasıyla oluşan deprem ışığı olduğu söylendi. Oysa ki biz iyi yetişmiş, kültürlü insanlarız. Deprem ışığı 3-5 saniye sürer. 25 dakika devam eder mi? Günümüzde bilim adamları yalanladığı için UFO gören pek çok insan alay konusu olurlar diye anlatmıyorlar” demişti.
Uçakta bu olaylar gerçekleşirken aşağıdan da (çocukluğumun bir bölümünün geçtiği yer olan Diyarbakır'ın Kulp ilçesi) ben ve ailem evimizin balkonundan şaşkın bir şekilde yukarıda olanları izliyorduk. İnsanların kıyamet kopuyor zannederek çığlıklar atıp, birbirleriyle helalleşmeleri halen hafızamdadır.
Bence bu gördüğümüz şey pilot Mehmet Öksüm'ün de dediği gibi devasa boyutta bir UFO idi.
İşin ilginç tarafı ise ertesi günü saat 12:20'de Richter ölçeğine göre 6,6 şiddetindeki merkezi komşu ilçe Lice olan depremle sarsılmamız ve bu depremde 2385 kişinin ölmesiyle, yaşlı bir amcanın 1966 yılında meydana gelen Varto depreminden iki gün önce de gökyüzünde bu şekilde bir ışık gördüğünü söylemesiydi.
VARAN - 2
Yine ilginçtir, bu depremden bir yıl sonra 4 Eylül 1976 gecesi yine aynı saatte gökyüzündeki devasa boyutta ışık saçan UFO olayına tekrar şahit oldum. Bu kez ertesi gece yarısı Kulp ilçesi 4,8 şiddetindeki depremle sarsılmış, 8 kişi ölmüştü.
VARAN - 3
1977 yılı Ağustos ayı içerisinde yine Kulp ilçesinde güneşin batmasına bir saat kalmışken tahminen 300 metre yükseklikte batı yönünde aniden ortaya çıkan çan şeklinde bakır renkli bir cisim aheste aheste ilçenin doğusundaki vadiye doğru gidip gözden kayboldu. İşin güzel tarafı, bu sefer deprem olmamasıydı.
VARAN - 4
Sarıkamış Dağ Komando Taburu'nda askerlik görevimi yaptığım sırada 28.10.1983 tarihinde gece eğitimindeyken saat 21.00 sıralarında aynı gök cismini yine gördüm. Sanki yıllardır ayrı kaldığım bir dostuma rastlamış gibi yere oturup 20 dakika boyunca hayran hayran seyrettim. Çünkü şunu artık çok iyi iyi biliyordum ki bu ışık bir UFO’ydu. Sonradan gök kuşağı şeklini alıp kayboldu. Komutanımız bizlere “Arkadaşlar, şu anda gördüğümüz olay Sovyetler Birliği'nin yaptığı nükleer füze denemesidir. Biz niçin bu karda kışta gece eğitimi yapıyoruz, elbette ki bu tür füze saldırılarına karşı hazırlıklı olmak için” diyerek komik bir yorumda bulundu. Bunun üzerine kendimden emin bir şekilde ona “Bölgemizde çok yakında büyük bir deprem olacak” dedim. “Sen öyle zannet” dedi. İki gün sonra 30 Ekim 1983 tarihinde sabah saat 07:12'de Richter ölçeğine göre 6,9 şiddetindeki, 92'si Sarıkamış'ta olmak üzere toplam 1155 kişinin öldüğü Erzurum Depremi meydana geldi.
VARAN - 5
2002 yılı Temmuz ayı içerisinde Isparta’nın Yalvaç ilçesinde gece saat 22:00 sıralarında Doğu Roma Harabeleri'nin bulunduğu Antiocheia in Psidia antik kenti üzerinde tahminen 300 metre yükseklikte parlak bir cismin sarı, kırmızı, turuncu, yeşil ışıklar yayarak 3 dakika kadar hareketsiz durup sonra da Akşehir ilçesi tarafına doğru şimşek hızıyla aktığını gördüm.
Ee gördüğüm şey Rus füzesi olamayacağına göre tabi ki o da son model bir UFO'ydu.
Hani düşünüyorum da,
Hazır UFO'lar dünyamızı yol geçen hanına çevirmişken, kaptanlarından rica etsek de şu bizim 63 'Akil'i bir daha geri getirmemek üzere alıp kendi galaksilerine götürseler hiç de fena olmazdı,
Ne dersiniz?
|