AIDS, Kuş gribi sendromlarının ardından dünya da kırmızı alarm zilleri çalıyor yine…
Ekonomik krizin kol gezdiği yeryüzünde aids, küresel ısınma, terör, savaş, çevre, şiddet, açlık, ulaşım, kadın, eğitim öğretim, işsizlik, kuş gribi şimdi de domuz gribi sorunu dünyayı sardı.
Hayatımızda bir bu eksikti. Kuş gribi gitti yerine domuz gribi geldi. Küresel ekonomik kriz stresi, küresel domuz gribini doğurdu…
Güler misiniz ağlar mısınız bilemem ama korku toplumu haline getirildik.
Sağlık örgütleri tedirgin.
Geçmişte ilacı olmadığı söylenen AIDS ve Kuş gribine ilaç bulunamadığı halde dualarla olsa gerek bir anda devlet yöneticilerinin gözyaşlarına dayanamayarak ortadan kayboluverdiler.
Geriye günün hatırası olarak sadece canlı canlı fırınlara saldığımız tavuklar; bir anda yumurtadan türeyen milyarderler kaldı.
Şimdi de Domuz gribinin ilacı yokmuş. Öldürüyor, yakıp yıkıyor muş.
Bu kanımca gelecekte dünyayı büyük felaketlerin beklediğine işarettir. Çünkü böylesi bir felakette bu hastalığın da ilacı bulunmadan bir anda ortadan kalkacak yeni bir hastalık peydahlanacak.
Ancak yine de tedbiri elden bırakmamalıyız. Her an her yerde her şey başımıza gelebilir. Amerika da 100 kişiden fazla insanın domuz gribinden öldüğü ve okullarda eğitime ara verildiği söyleniyor.
Ancak çok kurnaz bir hastalık bu Kuş gribi gibi yine doğudan kötü haberi beklerken, bu kez şaşırtıp Meksika’dan vurdu. Hem de Domuz körfezinden. Aniden, etkili, ölümcül…
Virüsün önce ekonomik kriz ve ardından hapşırık, öksürükle bulaştığı insanlarda baş ve vücut ağrısı, ishal, kusmanın yanında alt solunum yolu enfeksiyon belirtileri ile görülmeye başlandığı belirtiliyor.
İnsandan insana bulaşan bu virüs Domuz gripli arkeologun elini sıkan Obama’ya bulaşma cesareti gösteremedi. Kahramanca yoksul ülkeleri etkisi altına alıyor, direnme cesaretini gösterenleri anında öldürüyor…
Artık kötü haber duymak dinlemek istemiyorum.
İyi haber de Çin’den gelir inşallah...
Mutlu olmak, umutla sevgiyle, saygıyla yaşamak; korkunun ve hastalığın kamuflajıdır.
Şu kirlenmiş dünya da hastalık, kin, nefret ve korkunun salındığı yeryüzünde, küresel sorunlardan uzak bizi mutlu edecek hayat kaynağı olan sevgiye saygıya yaklaşalım.
Elimizi yüreğimize getirerek hastalık virüsünü değil, sevgiyi, paylaşımı, insan olmaktan kaynaklanan huzuru ve güzellikleri insanlara bulaştıralım.
|