Bu toprağın yarattığı Erenler, boşuna dememişlerdir; “En el-Hak!” diye. Kâinatı bir bütün olarak algılayıp, algıladığı gibi gören bir “gönül gözü”ne sahiptirler de ondan…
Evet…
Kâinat, bir bütündür ve “insan” da onun mini minnacık bir parçasıdır. Hadi, burada azıcık da “Hukuk” alanındaki bilgi birikimimizi konuşturmuş(!) olalım; “İnsan, Kâinatın ‘mütemmim cüz’üdür” deyiverelim(Eh; günümüzde ukalâlığın sınırı/fireni(!) olmadığına göre…). Bu algı ve anlayış; başka bir ifadeyle, bu bakış açısı, bir “Hayat Felsefesi”nin ta kendisidir…
Yani…
Kendisini kâinatın bir parçası olarak gören birisinin, hayatın doğallığına karşı çıkması; akıla, bilime ve mantığa muhalefet(!) edip, bağnazlığın çamur banyosunda temizlenmeye kalkması mümkün müdür hiç?..
Asla…
Bu sebeple, insanımızın hamuruna güvenmek gerek…
İnsanların doğuştan “kötü”, “günahkâr” olması olanaksızdır. Üstelik insanın özünde “sevgi” denen bir lav denizi vardır ki; tıpkı Kâinat’ın içinde bir sürü dünya, dünyanın çekirdeğinde de lav denizinin olduğu gibi…
Yaaa…
İşte o ateş, kontrolsüz yol bulduğunda felaket olur ki; insan doğasında bunun kontrolü eğitimle olasıdır. Açarsak; eğitimsiz sevgi, yozlaşmadır, lümpenleşmedir, çürümedir, cehalettir… Son tahlilde felakettir anlayacağınız…
Haaa…
“Korkmak mı gerek sevgiden?..” derseniz; meramımız o değildir elbet. Sevgi, “insan” denilen şu sosyal varlıkta bir “termâl kaynak”tır. Önce o kaynağın ne olduğunun farkına varmaktır asıl olan. Sonrasında, kontrollü gün yüzüne çıkarabilmektir ki; “aşk”a dönüşsün sevgi, diğer insanların “gönül gözü”nde…
Sevgi kaynağına ulaşanlar, “Vuslat”a ermiş talihlilerdir kuşkusuz. Talihsizlerin de birer “Felaket Canavarları”na dönüşmemesi için “aşk”a dönüşmesi “evlâ”dır insanlar ve insanlık için. Aşkla kul “insan”a ulaşacaktır; insan da “insanlık”a…
Da…
“Ne zaman?..” demeyin sakın…
Çünkü bu sorunun yanıtı hem zor, hem çok kolaydır a dostlar!..
“Amma ve lâkin”; insanların topluca aşka tutulması zor olduğu için zordur, desek sizler inanmayacaksınız…
Niye olmasın?.. Her derdin bir dermanı vardır, deyip kolaylarsanız aşk yolculuğuna çıkışı, bizim yanıt aramamız anlamsızlaşır ve siz zaten aşk yolculuğunu yarılayıp, çok kolaylamış olacaksınız…
Uzun lafın kısası; aşkın termal sıcaklığında huzur, şifalı etkisinde mutluluğu bulacağınız kesindir…
Yeter ki; sevgi kaynağının farkında ve yaşama âşık olun…
Kurtuluş bundadır…
(23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız kutlu olsun!..)
23 Nisan 2012 Efece Haber Gazetesi
|