Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29939091
Bugün Ziyaretçi :  13025
Aktif Ziyaretçiler :  3714

Haddini bilmek...
 

"Yaşam" bir insan için, doğum ile ölüm arasında sürecin adıdır; genel bir tanımlama yapmaya kalksak. "Yaşamı tanımak" ise, yaşayan birinin kendi varlığını ve kendi varlığı dışındaki varolanların farkında/bilincinde olabilmekten ibarettir. "Yaşamı tanımak" denildiğinde ise, insan beyninde oluşan algı, yaşam sürecinin her anında gerçekleşen bir eylemlilik zinciridir ki; "Yaşamın şu yanını/boyutunu tanıdım" dediği anda, bir başka yanı/boyutunu tanımaya başladığının, çoğu zaman farkında bile değildir insanoğlu...

İnsan, yaşamı tanıdıkça bilgi ve deneyim sahibi olmakta; bunlarla kendisinin yeni durumunu da daha sonraları fark edebilmektedir ki; "Keşke"leri ya da "Şimdiki aklım olsaydı"larla başlayan cümlelerin altında yatanın, bu "yeni durumun daha sonraları fark edilmesi"nden
kaynaklıdır...

Yaşam süreci ilerledikçe "keşke"lerin yerini yavaş yavaş "belki"ler almaya başlar. Normal olarak çalışan bir insan beyininde "keşke"lerin sayısı bu süreçte azalırken, "belki"lerin sayısı, süreçle doğru orantıda artmaya başlar/başlaması gerekir. Fakat bu önkabulün, her insan için geçerli olmadığı gerçeğine de tanıklık ederiz ne yazık ki çoğu kez...

(Unutmamalısınız ki biz ne psikolog, ne sosyoloğuz; ne de tıp alanında herhangi bir uzmanlığımız var. Bu notu bu noktada düşüp, sözümüzü sürdürelim.)
İnsan yaşamının gerçeği ile görüntüsü her zaman örtüşemeyebileceği gibi; görüntüye bakan insanın algısı ve doğal sonucu olan bu algıya dayanan yargısı da farklılıklar gösterebilir... Genellikle de öyledir. Örtüşmemenin veya farklılığın oranı da değişken olacaktır kuşkusuz. Marx'ın görünüşün gerçeklikten farkına dikkat çekmiş olması ve "bunlar örtüşseydi bilime gerek kalmazdı" demesi, bu sebepten olsa gerek...

Dünya'ya gelmiş olmak (doğmak), yaşamak zorunluluğu ve sorumluluğu ile dayatır kendini insanoğluna...

Yaşamanın önkoşuluysa "yaşamı tanımak" olduğuna göre, her insanın beyninde sürekli dolaşan en çetin soru; "Yaşamayı bilmek; ama nasıl?.." sorusudur herhalde?..
Bu soruyu şöyle de sormak olanaklı sanırız; "Yaşamayı bilmenin kolay bir yolu/yöntemi yok mudur?.."

Bizce "yaşamayı bilme"yi kolaylaştıran bir çok yol/yöntem vardır elbette ama kolay bir yolu olduğunu düşünmek ve buna inanmaksa, insanı felaketten felakete sürükleyeceğini düşünmek ve buna inanmak gerekiyor herhalde...

Yaşam, olabildiğince karmaşık ve olabildiğince çok boyutlu bakılmayı zorunlu kılan bir olgu. Karmaşıklığın bütününü ne denli az görebilmiş, çok boyutluluğunu ne denli az boyutlarıyla kavrayabilmişsek eğer, yaşamı o denli az tanıyabilmiş, yaşamayı o kadar az bilmiş/becerebilmişizdir anlamına gelecektir...

Yaratıcılığın ve yeniliğin oldukça az, tekrarın yaşam içindeki bolluğunu da dikkate alırsanız; süreç içinde sıkıcı duygu ve düşüncelerin zenginliğinde boğulma risklerinin de bizi bekliyor olması, sürpriz sayılmamalı...

Şimdi geldik "zurnanın zırt dediği" noktaya...

Bu denli meşakkatli yolda yürümek zorunda olan insanoğlu bilgisiz, deneyimsiz ve gayretsiz davrandığı sürece özgüvenden yoksun olacak, işin kolayına kaçacak; "Yaşamı tanımak" ve "Yaşamayı bilmek" konusunda teslimeyetçiliğin kuyusuna yuvarlanması da kaçınılmaz olacaktır. Direngen, mücadeleci bir bakış açısı, sorumluluk duygusu çerçevesinde bir inançla yaşama dört elle sarılan birinin ise karamsarlığa, yılgınlığa ve teslimiyete düşmesi olanaksızdır. Ki; o kişinin yaşamında yeni hedefler zinciri sonunda yenilikler, çabalarının (emeğinin) sonucu yarattıklarıyla anlamlanan ve tatlanan yaşam, daha bir değerli, daha bir yaşanası hale dönüşecektir...

"Yaşamayı bilmek" demek; bilgi ve deneyime dayalı bir "Denge Ustalığı" demektir özetle. Her kişi, "Usta"lığını gözden geçirerek, yaşamın anlamını ve kendi değerini ölçebilir... Toplum da buna "Haddini bilmek" diyor...


(Not: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nızı kutluyoruz!..)


Efece Haber Gazetesi / 28 Ekim 2013 Pazartesi - Süleyman Duman

 
Ekleyen:  Süleyman DUMAN
Tarih:  28.10.2013
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Süleyman DUMAN Yazıları
Filistin’de çocuk olmak...Süleyman DUMAN [ 21.7.2014 Devamı
O sorunun yanıtını bulduk!..Süleyman DUMAN [ 7.7.2014 Devamı
Maskeli Balo...Süleyman DUMAN [ 24.6.2014 Devamı
Yaşam dinamiğinin kaynağı nedir?..Süleyman DUMAN [ 9.6.2014 Devamı
Sarımsak, vicdan ve Hukuk...Süleyman DUMAN [ 26.5.2014 Devamı
Yaşam kaynağımız, annelerimiz...Süleyman DUMAN [ 11.5.2014 Devamı
Kafamdan zorum var...Süleyman DUMAN [ 5.5.2014 Devamı
Gençtik...Süleyman DUMAN [ 21.4.2014 Devamı
Ruh halim...Süleyman DUMAN [ 14.4.2014 Devamı
Sensizliğin kuraklığındayım...Süleyman DUMAN [ 24.2.2014 Devamı
Ankara bulvarlarında bir Suriyeli olmak...Süleyman DUMAN [ 11.2.2014 Devamı
Huzur...Süleyman DUMAN [ 20.1.2014 Devamı
Yaşam yolculuğunda...Süleyman DUMAN [ 7.1.2014 Devamı
Kaça bölünmüştür?..Süleyman DUMAN [ 23.12.2013 Devamı
Kış...Süleyman DUMAN [ 9.12.2013 Devamı
Öğretmenin vedası...Süleyman DUMAN [ 25.11.2013 Devamı
Düşündükçe...Süleyman DUMAN [ 18.11.2013 Devamı
“Efece” yürüyüş, beşinci yılına girerken... Süleyman DUMAN [ 7.11.2013 Devamı
Hayal kurma zamanı...Süleyman DUMAN [ 4.11.2013 Devamı
Arife’ye Bayram’ı anlatmaya çalışır gibiyiz...Süleyman DUMAN [ 16.10.2013 Devamı
Eylül’ün intikamı...Süleyman DUMAN [ 30.9.2013 Devamı
Oportunizm'in Evrim'i...Süleyman DUMAN [ 23.9.2013 Devamı
Gezi Ruhunu anlayabilmek...Süleyman DUMAN [ 16.9.2013 Devamı
Birgünlerden bugünlere; ODTÜ ve Siyasi İktidarlar...Süleyman DUMAN [ 9.9.2013 Devamı
Anla beni... Süleyman DUMAN [ 26.8.2013 Devamı
SEN, BENİM İÇİN “NE” MİSİN?.. Süleyman DUMAN [ 18.8.2013 Devamı
Yaşadığımız Bayram mıydı?.. Süleyman DUMAN [ 12.8.2013 Devamı
SESSİZLİK… Süleyman DUMAN [ 5.8.2013 Devamı
Düşüncenin Namusu… Süleyman DUMAN [ 29.7.2013 Devamı
Belki de ilk kez…Süleyman DUMAN [ 16.7.2013 Devamı
Değişen bir şey, her şeyi değiştirir…Süleyman DUMAN [ 8.7.2013 Devamı
Zor günler… Süleyman DUMAN [ 1.7.2013 Devamı
YAŞANANLARIN SIRRINI ÇÖZDÜK… Süleyman DUMAN [ 18.6.2013 Devamı
Vicdan, hukuk, yetki ve yaşanılanlar… Süleyman DUMAN [ 11.6.2013 Devamı
Ülkede neler oluyor?.. Süleyman DUMAN [ 4.6.2013 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam