Oportünizm; «Fırsatçılık, kendine yontmak» diye tanımlanmış Google Amca'daki(!) bir çok sözlükte...
«Marksist-Leninist Teoriler'in 'dogma' olarak kabul edilmesi ve bu teoriler üzerinde saptamalar yapılmasına», «Kişinin menfaatine en uygun düşen yolu seçmesidir. Fırsatçılık durumlarında da kullanılır» ve «ele geçen fırsatları iyi değerlendirme sanatına 'oportunizm'; bunu yapanaysa 'oportunist' denir. Kapitalist dünyanın kesinlikle olmazsa olmazlarındandır. Neden bu kadar kınandığı ise anlaşılamamakla beraber, büyük ihtimalle 'pragmatizm' ile karıştırılmasında yatar. Önünüze fırsat gelirse ve siz bunu değerlendirirseniz, bunda ilkesizlik veya yontuculuk değil, sadece doğru zamanda doğru yerde olup, yapılması gerekeni yapmak» diye uzun uzadıya anlatılan satırlarla sürüp gidiyor...
Evrim içinse; «biyolojide canlı türlerinin nesilden nesile kalıtsal değişime uğrayarak ilk halinden farklı özellikler kazanma sürecidir» tanımına rastladık. Onda da «Bazen dünyanın evrimi, evrenin evrimi gibi kavramlardan ayırmak amacıyla 'organik evrim' ya da 'biyolojik evrim' olarak da adlandırılır. Evrim, modern biyolojinin temel taşıdır» diye sürdürülüyor açıklamalar...
Amacımız bazı felsefi kavramlarla «Kafa ütülemek» ya da «entellektüel lafazanlık yapmak» değil elbette...
Fakat, «fırsatçılık, kendine yontmak» konularında, hayatın her alanında her tipte oldukça mahir şahsiyetlerin çeşitliliği, bu kavramlarla birlikte üzerinde düşünmeye itti bizi. Üstelik, «gelişim» ve «değişim» kavramlarının, siyasetçisinden sanayicisine, bürakratından diplomatına ve hatta hatta sendikacısından muhabbet tellallarına varana kadar; bir sihirbazın dilindeki sihirli(!) «davul tozu, minare gölgesi» vb... kelime niyetine ağızlarına sakız etmelerinin hikmeti(!) nedir acaba diye, meraktan çatlamak üzereyiz?..
Çünkü; bu kavramları dile dolamanın bir etkisi, artısı ya da faydası olduğu açık... Zira 'Pazar Ekonomisi Düzeni'nin hakim olduğu bir yaşam tarzında, «Gölgesi satılmayacak ağaçların bile kesilmekten kurtulamadığı» bir anlayışın, Kamu Yönetimi'nde geçer akçe «moral değer»(!) olduğu içinde yaşadığımız zamanı, anlamamıza yardımcı olabilir belki de; kim bilir?..
«Gelişim» ve «değişim» kavramları bu denli kutsanırken; «Evrim Kuramı» ve Kuram'ın Sahibi Darwin'in lanetlenmesine ne demeli?..
Siyasi İktidara yakınlığıyla bilinen her türden medya organlarında Darwin ve Evrim Kuramı karşıtı söylenen sözler, Eğitim Kurumlarından dışlamalar, kitaplardan çıkarmalar; daha neler neller... Bu «Fırsatçılık» ve «Kendine yontmacılık» konusunda mahir(!) şahsiyetlerin icraatları ortada; Deniz Feneri Derneği cinliğinden tutun da, nice ballı(!) özelleştirme uygulamalarından fesat karıştırılmamış(!) kamu ihalelerine, örtülü ödenek haberlerine varana kadar... Sosyal medyaya şöyle bir göz atmak, yeterli olacaktır görmek için...
Tamam...
Tencere tava çalarak protesto eyleminde bulunan komşuyu şikayet ettirme çabalarına, kafaya göze nişanlanarak atılan gaz fişekleri ve bu yapılanların akla mantığa tersliğini bile bile savunuluyor olmasına, Hızlandırılmış Tren Kazası'nın Allah'tan geldiğine, Isparta'da uçağın kaza sonucu düştüğüne, Afyonkarahisar'da Askeri Mühimmat Deposu'nun kaza'en inflak ettiğine, Reyhanlı'daki terör amaçlı patlatılan bombaların Suriye Rejimi'nce örgütlendiğine inanalım bir an için...
Mısır'da Mursi'ye karşı Askeri Darbeyi yapanlar da mı ülkemizdeki toplumsal muhalefetti pekiyi?..
Bu «Gelişim»ci ve «değişim»ci kafalar(!), her olayı böylesi «fırsatçılık» ve «kendine yontmacılık»la yola devam ettikçe gerçeğin taneleri bir bir dökülmeye devam edecek; sonunda ellerinde koçanıyla kalacağa benziyorlar. Aynen Mısır Tartışmaları'nda olduğu gibi...
Oportunizm'in Evrimi gereğidir bu; biz bilim, akıl ve mantığın yalancısıyız...
Efece Haber Gazetesi / 23 Eylül 2013 Pazartesi - Süleyman Duman
|