Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29939004
Bugün Ziyaretçi :  12938
Aktif Ziyaretçiler :  3622

Düşündükçe...
 

İnsanın aklına olmadık şeyler geliyor. Bu sebeple, çoğu zaman kendi kendine; "Acaba ben deliriyor muyum?.." diye soranların sayısı az değildir diye düşündüğüm de çok olmuştur. Belki de, yalnız olmadığım konusunda kendimi kandırıyorumdur...

Ege çocuğuyum; malum. Bu akşam anılar depreşti kafamda; anlatmalıyım...

Yaz başlarında "Bağa göçme" geleneği vardı eski yıllarda. Bu, Egeli Köylülerin içinde yaşadığı koşulların dayatmasının bir sonucuydu aslında. O yıllarda bir "gelenek"di; yaz aylarının "olmazsa olmaz"ıydı herhalde?..

Şimdilerde düşündüğümde; bu "gelenek" dediğimiz şeyin bir anlamı, bir değeri yokmuş gibi de bir yargıya götürüyor insanı. "Bir anlamı, bir değeri olsaydı yok olup gitmezdi" diye düşündüğüm oldu yıllar önceleri. Bu doğru değildi elbette. Gelenekler, her ne sebepten kaynaklanmış olursa olsunlar, bir anlam derinliği ve değer yüklenegelirler zamanın akışı içinde insanların beyinlerinde. Bu kuşaktan kuşağa aktarılır; zamanla kutsiyet mertebesine yükseltilenlerine bile bolca rastlanır...

Oysa şimdiler o "Bağa göçme" olayı yaşanmıyor artık; yok olmuş durumda...
Lafı uzattım belki ama her açıdan aklımdan geçenleri aktaramazsam da beyin kaşıntım geçmeyecek çünkü...

Önce o "gelenek" ki; toplu yerleşim alanı köy evlerinden, havaların ısınmasıyla birlikte bağ ya da bahçe-bostan ekili-diki tarlada yaşamaya başlamaktan ibarettir. Ya derme çatma bir bağevi yapılmıştır tarlanın bir yerine, hali vakti yerinde olanlarca; ya da yakasındaki bitle kardeş olmuş yokluk ve yoksulluktan kurtulamamışlar için, üç veya dört yanından yeller esen bir çardak işte. Gündüzleri kavurucu yaz sıcağından korunmaktır bir amacı; diğer amacıysa yağmurlu zamanlarda yatak-yorganı ıslatmamak...

Gün boyu acı terler döken yetişkinlerin akşam dönüş noktaları olan bu bağevleri ya da çardaklar, gündüz çocukların oyun merkezleriydiler. Böylesine basit bir yaşam...
Geceleri genellikle açık alana serilirdi yataklar...

Uyku, hafiften göz kapaklarımı zorlamaya başlayıp, kapatmaya çalışırken; ateş böceklerinin korosu eşliğindeki müzik ziyafetinin kulaklarımı doldurduğunu anımsıyorum...
Gündüzün çam kabuğundan yaptığım araba oyuncağımla oynarken, yarım kalan oyunumu ertesi günü tamamlama planlarım, yukarıda asılı yıldızlara bakıp, gökyüzünün sonunu anlamaya çabalayan hayalime karışır; "bir türlü uyku tutmaz"lığımla boğuşurken, sabah uyanmakta zorlandığım derin bilinmezlikte kaybolur giderdi...

Arada bir köpeklerin bağa-bostana giren tavşan ya da tilkileri "müzevirleme"siyle olası zararı önlemek için büyüklerimizin "Hay hay!.."larına uyandığımız da olmuyor değildi. Hayvanlara canavarların(kurtların), üzüm ve mısırlara domuzların saldırısı da olurdu seyrek de olsa. Öylesi zamanlarda o mevkiideki tüm bağ göçerlerinin ayaklanması söz konusuydu ki; biz çocuklar için tam bir şenliğe dönerdi öylesi geceler. Neşe ile korku karışımı garip bir duyguyla dolardı içimiz...
Anlaşılacağı üzere, aile ekonomisi ile sınırlı bir yaşam biçimi içinde, küçücük bir dünyanın insancıklarıydık özetle...

O zamanlar daha mı mutluyduk derseniz? Bunun yanıtını veremiyorsam da şimdilerde, şunu kesinlikle söyleyebilirim ki; insanlar kendileriyle ve doğayla daha barışıktılar...
Radyoların tek tük köylerde çoğalmaya başladığı yıllardı. Öğle ve akşam saatlerinde "Ajanslar"ın, tütün dizerken ağaç gölgesinde "Sofya Radyosu'nda Aşık Mahsuni"nin can kulağıyla dinlendiği yıllar...

"Vicdan", duvarda asılı Kuran gibi yüreklerde "hıfsedilir"di. Sevinçler katıksızdı; hüzünler yanık kokardı. Gözyaşlarına direnen yürek bulamazdınız. Öfkeler af bilmez; sevdalara can dayanmaz, ömür yetmezdi...

Ya şimdi?..
Düşündükçe...
Çok şey değişti; çok...


Efece Haber Gazetesi / 18 Kasım 2013 Pazartesi - Süleyman Duman

 
Ekleyen:  Süleyman DUMAN
Tarih:  18.11.2013
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Süleyman DUMAN Yazıları
Filistin’de çocuk olmak...Süleyman DUMAN [ 21.7.2014 Devamı
O sorunun yanıtını bulduk!..Süleyman DUMAN [ 7.7.2014 Devamı
Maskeli Balo...Süleyman DUMAN [ 24.6.2014 Devamı
Yaşam dinamiğinin kaynağı nedir?..Süleyman DUMAN [ 9.6.2014 Devamı
Sarımsak, vicdan ve Hukuk...Süleyman DUMAN [ 26.5.2014 Devamı
Yaşam kaynağımız, annelerimiz...Süleyman DUMAN [ 11.5.2014 Devamı
Kafamdan zorum var...Süleyman DUMAN [ 5.5.2014 Devamı
Gençtik...Süleyman DUMAN [ 21.4.2014 Devamı
Ruh halim...Süleyman DUMAN [ 14.4.2014 Devamı
Sensizliğin kuraklığındayım...Süleyman DUMAN [ 24.2.2014 Devamı
Ankara bulvarlarında bir Suriyeli olmak...Süleyman DUMAN [ 11.2.2014 Devamı
Huzur...Süleyman DUMAN [ 20.1.2014 Devamı
Yaşam yolculuğunda...Süleyman DUMAN [ 7.1.2014 Devamı
Kaça bölünmüştür?..Süleyman DUMAN [ 23.12.2013 Devamı
Kış...Süleyman DUMAN [ 9.12.2013 Devamı
Öğretmenin vedası...Süleyman DUMAN [ 25.11.2013 Devamı
“Efece” yürüyüş, beşinci yılına girerken... Süleyman DUMAN [ 7.11.2013 Devamı
Hayal kurma zamanı...Süleyman DUMAN [ 4.11.2013 Devamı
Haddini bilmek...Süleyman DUMAN [ 28.10.2013 Devamı
Arife’ye Bayram’ı anlatmaya çalışır gibiyiz...Süleyman DUMAN [ 16.10.2013 Devamı
Eylül’ün intikamı...Süleyman DUMAN [ 30.9.2013 Devamı
Oportunizm'in Evrim'i...Süleyman DUMAN [ 23.9.2013 Devamı
Gezi Ruhunu anlayabilmek...Süleyman DUMAN [ 16.9.2013 Devamı
Birgünlerden bugünlere; ODTÜ ve Siyasi İktidarlar...Süleyman DUMAN [ 9.9.2013 Devamı
Anla beni... Süleyman DUMAN [ 26.8.2013 Devamı
SEN, BENİM İÇİN “NE” MİSİN?.. Süleyman DUMAN [ 18.8.2013 Devamı
Yaşadığımız Bayram mıydı?.. Süleyman DUMAN [ 12.8.2013 Devamı
SESSİZLİK… Süleyman DUMAN [ 5.8.2013 Devamı
Düşüncenin Namusu… Süleyman DUMAN [ 29.7.2013 Devamı
Belki de ilk kez…Süleyman DUMAN [ 16.7.2013 Devamı
Değişen bir şey, her şeyi değiştirir…Süleyman DUMAN [ 8.7.2013 Devamı
Zor günler… Süleyman DUMAN [ 1.7.2013 Devamı
YAŞANANLARIN SIRRINI ÇÖZDÜK… Süleyman DUMAN [ 18.6.2013 Devamı
Vicdan, hukuk, yetki ve yaşanılanlar… Süleyman DUMAN [ 11.6.2013 Devamı
Ülkede neler oluyor?.. Süleyman DUMAN [ 4.6.2013 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam