Nedendir bilinmez; “Her şeyin bir başı bir sonu vardır” diye düşünülür hep…
.
Başlangıcı, “Doğum Günleri” gülen ya da gülümseyen bir yüzle ifade edilirken hep son, yani “Ölüm Tarihi” ise bir hüzün, bir acı ifadeyle dillendirile gelmiştir; ta ezelden beri...
.
Her bir can veya canlı, akan zaman içine serpiştirilmiş zamandan bağımsız birer varlıklarmış gibi, yanlış algılamanın bir sonucudur; en bilindik ezberimizin temelindeki yatan bu alışkanlığımız…
.
“Statü” veya “statüko”yu değiştirmek olanaksız değildir. Fakat alışkanlıkları değiştirebilmek, neredeyse olanaksızlığa yakın derece zor bir iştir(Bize inanmayanlar, Sayın Başbakanımıza sorabilirler-!-)…
.
Her neyse… Amacımız, siyasete bulaşmak değil; Basın Hayatı’nda var olmayı başarmış Efece Haber Gazetesi’nin beşinci yılına ulaşmasına dair, birkaç kelimenin belini kırmaktan ibarettir. O kadar…
Amacımızı da bir cümleyle ortaya koyduktan sonra, “Yayıncılık”ı, bir “ömür”den çok bir “ayna”ya benzetmek daha uygundur diye düşünmüşüzdür hep. Ayna’nın sırrını(!) koruduğunuz sürece ayna aynalığını yapar; sırı dökülmüş ayna, ayna değil yalnızca bir cam tabakasındır artık. Camın her iki yanından bakıldığında da diğer yandakiler görünse bile, gerek ışık, gerekse atmosfer koşullarına göre görme algımızda yanılgılarımız çoğalacaktır. Medyamızda yaşanılan sorunlara ve sorunlara aranan çözümlere ilişkin böylesi bir bakış açısıyla çaba sarf etmeye, Medyamızın mümtaz şahsiyetleri ne der; nasıl karşılarlar?.. Kestirmemiz şimdilik çok zor. Haddimiz de değil zaten; biz sadece sesli düşündük o kadar…
.
Eveeet…
.
Efece Haber Gazetesi dört yılını geride bıraktı. Beşinci yıla girerken, Efece Haber Gazetesi’nin “Sıra Neferleri”nden birisi olarak, birkaç söz söylememiz gerek; adettendir ya hani?.. Bu yolculuğa, hem de Efece bir yolculuğa ne kadar direncimiz olur?.. Ne kadar nefesimiz yeter?.. Bugünden bir şeyler söylemek hem zor hem yakışıksız olur sanırım…
.
Kendi adımıza illa da bir şeyler söylemek gerekiyorsa, deneyimli yol arkadaşlarımızın mihmandarlığına ve Değerli Ağabeyimiz Sayın M. Yahya Efe’nin bu yolda, yüreğinde taşıdığı hoşgörü ve şevkat ile yüreğiyle taşıdığı İlk Yardım Çantası’ndaki zenginliğe(!) güvenimizin tam olduğunu söylememiz, yeterli olacaktır umarız…
Bir de Saygıdeğer okurlarımıza ilişkin söylememiz gerekenler var doğal olarak…
.
Bu topraklarda yaşayan “Yurdum İnsanları” için Medya Organları, fısıltıdan duyulana aleniyet-resmiyet kazandırmak ya da evlilik çağına gelmişlere(!) ilişkin çöpçatanlık yaptırmak(!) için başvurulan araçlardır. Görebildiğimiz ve bilebildiğimiz kadarıyla Efece Haber Gazetesi’nin Yazarları ve Okuyucuları, bu çerçevenin dışında kalan şahsiyetlerden oluşuyor. Ne magazin yazanı var, ne de çöpçatan köşesi. Bu haliyle Efece Haber Gazetesi, “sıradışılığa aday” bir İnternet Gazetesi görünümünde…
.
Üstelik insanı insan yapan güzel sanatların her alanında, üretkenliği ve yaratıcılığı ile kendini kanıtlamış yol arkadaşlarımızın ürettikleriyle karşılaştıkça, bir “Mahallenin Delisi” olarak müthiş keyif alıyor olmamıza rağmen, zamane egemenlerinin moral değer rüzgârına(!) karşı işeme cüretiyle yol almanın zorluğunun da farkındayız elbette. Fakat…
.
Amaaannn… Lafı sakızladık yine…
.
Gerisini de Yahya Ağabey düşünsün(!) artık…
.
Efece Haber Gazetesi’ne, Yazarlarına, Çalışan Emekçilerine ve en başta da vefakâr ve inatçı okurlarına, daha nice yıllar yol arkadaşlıkları dileriz…
.
Efece Haber Gazetesi / 08 Kasım 2012 Perşembe – Süleyman Duman
|