“Sevgi” her derde “deva”dır…
Bu genel kabul, “Sevgi” kavramının herkesin ağzından düşürmemesi sonucunu doğurmuştur ama “Sevgi” kavramının yakıştığı ağızlar var, yakıştıramadıklarınız da…
Değil mi ama?..
Nasıl ayırt edeceğiz pekiyi?..
Çok kolay aslında…
Önce beden diline bakacaksınız. “Sevgi” sözcüğünü seslendirenin tüm organları arasında uyumun varlığını gözlemliyorsanız eğer, bu bir “ön kabul” olabilir sizin için; fakat yetmez. Mazisindeki yaşam pratiği ile o an tutum ve davranışları arasında bir terslik yok ise eğer, bir artı daha koyun olumluluk hanesine. Fakat yine de yetmez…
Ne demiş ozan:
“Sevgi anlaşmak değildir, nedensiz de sevilir!”
Öyleyse?.. Pas geçebilirsiniz “Neden seviyor?..” sorusunu; gönül rahatlığıyla…
Hâlâ daha yetersizlik var demektir; emin olun. Bu seviyeyi yeterli görmek, arabaya binip kemersiz hareket etmekten farksızdır. Bu durumda menzile ulaşmak, “hava ve yol koşulları”na bağlıysa da biraz; daha çok trafikte yer alanların kurallara uyup-uymamasına, sizin dikkat ve gayretinize, özverinize ve de dayanıklılığınıza kalıyor demektir…
*
Buraya kadar yazıyı okuyup da devam ettiğinize göre, sabrınız için teşekkürü hak ettiniz demektir. Sakın ola ki; “Sevgi kavramı ile trafikte yolculuğun ne ilgisi var kardeşim?..” diye çıkışmayın. Bana haksızlık etmiş olursunuz…
Sebebine gelince?..
Efece Haber Gazetesi’nde yazmaya başladığım (BEDDUA(!) EDİYORUM ve SÖYLEYİN; NE YAPMALIYIM?) başlıklı ilk yazılarımda uzun uzun anlatmıştım; bu konulardan anlamadığımı. Fakat Sayın Yahya Efe Ağabey’imin ısrarı ile siz değerli okurların ilgisi bu işkenceye maruz kalmanızın temel sebepleridir…
“Eşeğe cilve yap demişler; çifte atmış” ya hani? Bu konulardaki beceri sınırım, bu kadar demek ki…
Tekraren anımsatırım…
*
Şimdi konumuza devam edebiliriz…
*
Nerde kalmıştık?..
Evet…
“Yolculuğa çıkma” kararınızı vermediyseniz eğer; bakın bakalım aynı menzilin yolcuları mısınız?.. Ve o yolu kat etmeyi göze alacak yürek var mıdır karşınızdakinde?..
Varsa… Hayırlı yolculuklar sizlere…
Yok… Bunlardan bir tanesi bile eksik ise eğer; yolda kalmaya, yol kazasına uğramaya ve kendinizi yanlış bir adreste bulmaya hazırlıklı tutmakta yarar var…
Aksi halde yolculuğunuz, ya boş silaha güvenerek kavgaya giren “Kolpacı”ya dönersiniz ya da özgüvenden yoksun hamasetten medet uman “Politikacı”ya…
*
Sözün özü:
Herkes “sevgi”den söz etse de, onu taşıyacak yüreğin herkeste olduğunu düşünmemek gerekiyor. Herkes “Seviyorum!” der ama unutmayın; sevmek, yürek ister…
Efece Haber Gazetesi / 25 Mart 2013 Pazartesi – Süleyman Duman
|