Sağlıksız iletişimler neticesi dünya barışı da her geçen gün daha tehlikeli bir boyut kazanıyor, zarar görüyor!
Dünya barışını ve huzurunu sağlıklı bir iletişimle sağlayabiliriz!
Öncelikle kişiler arası ilişkilerin doyumlu ve verimli bir şekilde kurulup sürdürülebilmesi, bunun için de belirli koşulların sağlanması ve bir arada olması gerekir.
Bu koşulları; açıklık, güven, samimiyet, saygı ve kabul, dürüstlük, sıcaklık, olumlu düşünme, dinleme ve yansıtma şeklinde ifade edebiliriz. Bu düsturlara; ilişkilerde gönüllülük, bireyin karar verebilme gücünü ve hakkını da ilave ettiğimizde sağlıklı bir iletişme başlamış olur.
İletinin, alıcının dikkatini çekecek biçimde kodlanması ve açık olması,
İletiyi kodlayanın, simgeler konusunda alıcı ve vericinin ortak bilgisinin olması,
Alıcının temel değerlerinin, tutumlarının tanınması,
İletinin, alıcının gereksinimine yanıt verecek nitelikte olması gerekir.
Kişinin, kendine ve başkalarına zarar vermediği sürece gizliliğini korumaya da dikkat etmeli…
Sağlıklı bir iletişimde, iyi dinleme de ön koşuldur.
Sessizce(söz kesmeden),anlatılanların altında yatan duyguyu anlamaya çalışarak, koşulsuz kabulle, dürüstçe tuzak kurmadan konuşanın yüzüne bakarak dinlemeli.
Bedeni dinleyene yönelterek,
İyi bir göz teması kurarak,
Ses tonunu ve volümünü ayarlayarak,
Duygunun, akıcılığın ve doğallığın etkisini mimiklerle, kıyafetle, aksesuarlarla destekleyerek, mekânı da iyi kullanarak konuşmalı…
Emir, gözdağı, ahlak dersi, öğüt vermek,
Yönlendirmek, Uyarmak, yargılamak, bastırmak, suçlamak, sınamak, oyalamak,
Nutuk çekmek, alay etmek, sözden dönmek, lakap takmak, konuyu saptırmak ta sağlıklı iletişimi engelleyen tutumlardır.
Evvela kendimizle, en yakın çevremizden başlayarak evrensel boyuta kadar sağlıklı iletişim kurabilmek, yaşamımızı cennete çevirir.
Bu yazımın bir örneğini TBMM’nin salonlarına assak mı? Acaba!
|