Cesaret, aslında nedir?
Benim için doğru olan şey’in şu olduğunu düşünüyorum… Diyebilmektir.
Kimsenin hoşuna gitsin ya da gitmesin bunda ısrarcı olabilmek muazzam bir zekâ, algı, kavrayış ve sevgi gerektirendir.
İçinde sevgi olmayan sosyal bir duruş ticari bir meta gibidir. Bu konumdaki sevgisiz insanın hayatı; acı, hüsran, mutsuzluk, sönük ve bıkkınlık içinde geçer.
Bu durumda başkalarına da zarar verir.
Yani; içinde sevgi olmayan dar bir kavrayışla aksiyon üretmek –cesaret göstermek başta insanın kendisine zarar verir.
Muhakeme yeteneği ve kabiliyeti, cesarette regülâtördür.
Muhakeme; karşılaştırmak, kıyaslamak, usa vurmak, bazen yargılamak, eldeki mevcut bilgiler ışığında karşılaştırmayla deneme yanılma da olsa sonuca varmak, ölçümlemek, süzgeçten geçirmek ve düşünmektir. Bütün bu sentezleri de belli bir koordinasyon içinde yapabilmektir.
Dikkat, konsantrasyon, sabır, muhakeme etme, hatalardan ders çıkarma, analitik düşünce, gelecekle ilgili öngörüde bulunma, sağduyu, insanların duygularını anlama, hoşgörü, tolerans, düzenli olma, zamanı iyi kullanma, etkilere uygun tepkiler verme… V.B. birçok kavramı yerinde ve zamanında kullanma beynin çalışma özelliği ile ilgilidir.
Yerinde ve zamanında tepkiler kişiye ve topluma değer katsa da, cahil cesareti tüm değerleri yerle bir edebilir.
Cesaret;
Bir dostun çağrısına cevap verebilmektir..
Telefonu işim var diye meşgule atmak değildir…
İyi ve kötü anlarında bir tatlı sözle de olsa insanın, hayvanın çocuğun gönlünü alabilmektir…
“Ben acildeydim, neden saatlerdir dönmedin, dostluğun bu mu ?” Serzenişine; “ben falcı mıyım, ne bileyim senin acilde olduğunu, rahat bırak beni !” diyecek kadar tepkisel davranmak cesaret değil tabi ki…
Cesaret bazen; canın yansa da, can yaksan da tedavi adına ayna olabilmektir…
Yeri ve zamanı geldiğinde onları Allaha emanet edebilmektir.
Gerektiğinde çok yakın olmak, yeri geldiğin de de uzaklaşmaktır.
Davranış bozukluğunu; kravatı ve parasıyla kamufle ettiğini sananlara yıllarca susup, gereğinde ise tedavi olması için psikiyatr önermektir.
Durugörü kabiliyetiyle düşünceleri okuyabildiğin halde susabilmektir.
Cesaret bazen çok sevdiği şeylerden vazgeçebilmek, paylaşabilmektir.
Bir örnekle;
Ağlamaklı bitirdiğim bir telefon konuşmasının ardından kapımı çalıp beni öyle üzgün gören 28 aylık Mert gibi davranabilmektir.
Nooolduuu? Eğni.( Anne deme bana, ben Özlem’im deyince; bana böyle hitap ediyor Mert’çe.)
Mert elimden tuttu, hızla çekiştirerek bitişiğim olan evlerindeki buzdolabına kadar sürüklercesine beni çekiştirdi, kocaman bir çikolatayı aldı, kendinden beklenmeyen bir süratle soydu, sanki dilaltı yetiştirircesine. ..
Çikolatanın tamamını ağzıma sokuyor. Ben bu duyarlılığına duygulanıp ağladıkça en çok sevdiği meyve suyunu, olmadı oyuncaklarını öyle bir sunuşu vardı ki işte cesaret, içinde sevgi olan cesaret buydu…
|