Sen rahat ol! Özlem Hanım. Diyen zihniyetlere cevabımdır:
Ömrümce siyasetle hiç ilgilenmedim. Ancak, ülkeme yapılanları gördükçe; “şimdi ki zaman, vatan kurtarma zamanıdır” diye düşündüm.
Biz kadınlar da Nene Hatun’lar gibi çalışmalıyız...
Bu farkındalıkla, makro düzeyde hizmet edebilmek adına ilk defa, liderine güvendiğim bir partiye üye oldum.
Kendimi yönetime tanıttım. Neler yapıldığını anlamaya çalışarak, nelerin yapılması gerektiği konularında öngörülerimi anlattım.
Öncelikle, partililer ve yönetim olarak ortak bir alfabe oluşturmak adına köşe yazarlığımdan, sosyal çevremden birikimlerimden deneyimlerimden söz ederek bir de temel kavramlardan oluşan makalelerimden birkaç örnek yazı dosyası hazırlayıp, yönetimden bir partiliye (bşk. yrd.) takdim ettim.
Bekledim ki bunlar incelenir değerlendirilir. Panel, konferans, v.b. etkinliklerdeki heyecanlı çabam anlaşılır yaşama geçirilir…
Partiden çıt yok!
Çok değerli akademisyen dostlarım hizmet için hazır olduklarını söylemişken… Ben de, yönetimin detaylardaki kararlarını bildirmelerini bekledim.
Haber gelmeyince tekrar partiye uğradım. Yönetimden biri beni karşıladı. Ben kendimi yeniden anlatmak zorunda kaldım. Kimsenin kimseden haberi yok! Benden bazılarının hiç haberi yok. Halka nasıl inecekler? Kaç aydır elektronik posta adresimi bile sisteme dahil edememişler!
Anlattım… Anlattım… Anlattım.
İletişim okuduğunu söyleyen yönetim kurulu üyesinin bana söyleyebildiği tek ezber cümleleri;
“Sen rahat ol, burada işler böyle aksak yürür, bir şeyleri de değiştiremezsiniz. Kendinizi üzmeyin yormayın…” dan, den ibaretti.
Bir de; yönetime muhalif olan birileri hakkın da ki yargıları; “Koyun can derdinde kasap et derdinde” söylemini çağrıştırdı.
Benim liderim gecesini gündüzüne katıp çalışırken,
Ordumuz nerdeyse tasfiye edilmişken,
Tarım ve hayvancılık bitirilmişken,
Askerlerimiz, evlatlarımız mayınlı arazilerde kelle koltukta, PKK’nın inisiyatifine bırakılmışken,
Madenlerimiz küresel sermaye ye peşkeş çekilmişken,
İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, terör, din istismarı almış başını giderken,
Ehil olmayanlar baş olmuşken…
Ben rahat olabilir miyim?
Olmalı mıyım?
Hiçbir başarı hiçbir yere böyle rahatlıkla gelmemiştir.
Mikrodan makro ya ciddi bir konsantrasyon, koordinasyon, ve var güçle çabalamak emek vermek, zahmet çekmek gerekir.
Rahat etme zihniyeti ile ülkemizi ne hale getirdiler? Neden görmüyorlar? Anlamıyorlar.
Neden hala bu zihniyettekiler ayıklanamıyor? Denetlenemiyor?.
Rahatlığı, sadece koltukta oturmayı seçenler değil mi? yönetimi din istismarcılarının ve küresel sermayenin eline bırakanlar.
Genel başkanıma sesleniyorum!
Lütfen, rahatlığı seçenleri acilen ayıklayınız…
Korkmayın bir kayıp sayılmazlar. Onlar zaten yıllardır oturmuşlar..
İdealist, çalışkan, bilinçli, egosunu aşmış gönüllüleri tespit edin. Bunun için akademik bir çalışma yapılabilir.
Merkez den talimat bekliyoruz diyorlar…
Eğitimin talimatımı olur? Yönetim olarak her düzeyde eğitim seferberliği hemen başlatılmalı…
Ben rahat olamam!
Biz rahat olmamalıyız…
Hizbullah terör örgütünü salıveren,
Aydınları, generalleri hapseden,
Bizden olmayan hain, cahil yobaz zihniyet defolmadan rahat olamam,
Olmamalıyız…
|