Evet. Her öğreti gibi, çaresizlikte öğrenilir, öğretilir…
Gençken, iç engel bilmeyiz, dış engellere takılırız…
Zamanla dış engel ortadan kalkar, bu defa iç engele takılırız.
Meydan bulur, at bulamayız.
At bulur, meydan bulamayız…
Başarısız başarı denemeleri hayal gücümüzü kısırlaştırır.
Hayal gücümüzün tavan yüksekliğini belirleyen bazı deneyler engellerin zihnimizde olduğunu ispat eder;
“Hindistan da; yabani bir fil yavrusu yakalandığında kalın bir zincir ile kalın bir ağaca bağlanırmış. Yavru fil kaçmaya çalışır ama kaçamazmış. Zamanla kaçma denemelerinden vazgeçermiş. O ağaçtan hiçbir zaman kurtulamayacağına inanırmış, esareti öğrendiğinden… Bu aşamada ayağındaki zincir ağaçtan sökülerek bir odun parçasına bağlanırmış. Yavru fil her yürüyüşünde odunun peşinden geldiğini görünce, hala o ağaca bağlı olduğunu ve hiçbir zaman bağlı olduğu ağaçtan kurtulamayacağını düşünerek kaçma girişiminde bulunmazmış…
Çevrede dolanır ama kaçmazmış!
Başlangıçta yavru filin kaçacağına inancı var ama kaçma imkânı yoktur.
İkinci aşamada ise kaçma imkânı vardır ama kaçabileceğine olan inancını yitirmiştir!
Çaresizliği öğrenmiştir…
Kaçmasının kendi ellerinde olduğuna inanmamaktadır...
Zihne takılı psikolojik kelepçeler yüzünden.
Bunları yazıyorum çünkü hayatımızın her alanında (aşkta, işte, siyasette..) öğretilmiş çeçesizlikler yüzünden başarısız ve mutsuz hayat sürdürenlerin yüzdesi çok fazla…( % 95 gibi )
Psikolojide tanımlanan savunma mekanizmaları ile hayatlarımızı çekilebilir hale getiriyoruz. (Bastırma, yansıtma, yön değiştirme, yüceltme, inkâr v.s.)
Adamın her yeri SOS veriyor! (kalbi midesi başı boynu dişi v.s) savunma mekanizması devrede;
“Ben çoook fedakâr bir insanım…” diye övünerek istemediği hayatı yalanlarla sürdürüyor…
Hayatta başarılı ve mutlu olabilmenin en önemli kriteri yalan söyleme gereği duymamaktır.
İstemediği hayatı, istemediği kişilerle, istemediği gibi sürdüren öncelikle kendine yalan söyleyen, mutsuz, huzursuz, hatta onursuz, yalan hayat sürenlere sesleniyorum ayağınız daki sadece bir odun parçası!!!
Fil yavrusu musunuz ki?
|