Mantıklı olmaya davet edildiğimde kızarım!
Bunun temelleri üzerinde düşünmeye gerek bile duymadan...
Duygusal davranma! Diyenlerin bilinç düzeylerine hitaben bu yazıyı yazıyorum…
Mantığın ve doğrunun göreceli olduğunu, her düşünen zihin bilir.
Kendim gibi olduğumda, kendi yapıma, yaratılışıma, yetiştirilişime uygun şeyleri yaptığımda, yaşadığımda, ruhsal ve fiziksel yapıma çok iyi geldiğini, yaşamın bu şekilde daha anlamlı olduğunu fark etmek, benim mantığımın işleyişidir. Yani; kendimi tanıyıp, olduğum gibi kabullenmek ve de sevmek mantıklıdır bence. Gizemin, yüksek bilinç-farkındalık düzeylerinde anlamı olmadığını bildiğimden…
Fazlaca acık sözlü ve şeffaf olduğumu, biraz gizemli olmam gerektiğini telkin eden dostlarıma şaşkınlıkla bakarım…
Bir örnekle;
Diyelim ki ben herhangi birine âşık oldum…
Bunu saklamam ki…
Bütün dostlarım bilir bunu… Zevkle paylaşırım bu muhteşem duyguyu…
Yani; düşüncelerin okunduğu bir düzeyde, gizemin anlamı mı kalır?
Hayatın, bilincin seviyesini kimler yükseltecek?
Devekuşları gibi yaşayanları kim uyaracak… Başını kuma gömmekle güvende olunamayacağını birilerinin vurgulaması lazım!
Bu misyonu seve seve üstlenmişim ben…
Her konuda bedel ödemeyi peşinen kabul ederek yaşamak bana mantıklı gelir. Hep öyle yaptım, öyle de devam edeceğim…
Ümit değişimin motoru olduğundan; ümitlerle-hayallerle yaşama sarılmak da bana çok mantıklı gelir.
Ben böyle düşünüp yaşama devam ederken; psikologların tespitlerine dair edindiğim bilgiler, yaşam felsefemi kanıtlar nitelikler taşıyormuş meğer…
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin ikinci basamağını oluşturan güvenlik ihtiyacı içinde güven sağlarken; güven temellerini oluştururken; ister istemez sıfır-dört yaş arasında bize güvenlik sağlayanların değer yargılarını alırmışız...
Yüzde doksan gibi bir oranla yemekten, içmekten, barınmaktan daha çok şey verirmiş çocukken bizi güvende tutan her şey, herkes…
Bu şekilde fikirlerimizin duygusal temelleri atılırmış...
İlerleyen yaşlarda bizi yetiştirenlerin öğretileri ve değerleri ile kendimizi konumlandırdığımızın farkına varırsak çatışmadan baş ağrısından kurtuluruz…
Duygusal temellerimizmiş bize mantıklı gelen…
Aslında hep kazanan duygudur…
|