Duyu dışı algılama…
Hissetme diye de adlandırılan bu durum da; bilinen duyu araçları ve organları (göz, kulak, dokunma… v.b ) kullanılmadan zaman ve mekânla sınırlı olmayan uzak yerlerden ve gelecekten bilgi edinilebilir…
Altıncı his diye de bilinen bu haller arasında ince farklar vardır.
Durugörü- uzaktan görü; bir inanış-inanma sorunu değil, bir bilgi sorunudur.
Durugörü de gözün önüne gelen kısa bir görüntü, ses, işitme, tat veya koku ile bilgiye ulaşılabilir…
Bazen rüyalarla… (İstiare: Nötrleşip üst bilinçle bağlantıya geçme eylemidir.)
Ulaşılan bilginin erişim seviyesi zamandan ve yerden bağımsızdır…
Herkesin bilincinin birbiriyle bağlantıya geçtiği üst bilinç ortamında; geçmiş, gelecek ve şimdi fark etmez… Her anı her yeri algılamak mümkündür!
Allah’ın bildiği Kul’dan saklanmaz söylemi; bura da da işlevini görür…
(Kul: Varoluşu maksimum düzeyde algılayabilen bilinçli, frekansı, yani; nuru-enerjisi yüksek bir konumlanmayı, ifade eder.)
Ruhsal açılım ve aydınlanmanın yaşandığı bu konumu; Odaklanma ve meditasyon daha etkin ve sürekli kılabilir.
Bu özel bir güç değil, hepimizde olan bir yetenektir.
Kültürel anlamda bunun farkına varmamak üzere eğitilmişiz…
Zihinsel yoga gibi düşünerek, kendimizi olduğumuz zamanın ve mekânın dışına açabiliriz...
Zihnimizde olanın ötesine geçebilmek, üst bilinçlerle bağlantıya geçmek demektir.
Görelilik kuramında; mutlak zaman diye bir şey yoktur.
Uzay ve zaman algılama biçimimiz; nerede bulunduğumuza ve nasıl hareket ettiğimize bağlıdır.
Buna göre; cismin hızına ve konumuna göre (çekim merkezine uzaklığına) zaman hızlı veya yavaş geçmektedir.
Bir cisim hızlandıkça; (çekim merkezinin yakınında) o cismin üzerinde zaman yavaşlamaktadır. Yani; hız arttıkça zaman kısalmakta, sıkışmakta, daha ağır daha yavaş işleyerek, sanki “durma” noktasına yaklaşmaktadır…
Hıza ve konuma göre farklı zaman dilimleri (uzayda) görelilik kuramı ile ortaya konmuştur.
Dolayısıyla, hiçbir şey gizli kalmaz kuralı aslında böyle bir bilimsel bilinçlilikle ortaya konmuştur.
Kıyamete inanmıyorum dense bile; düşünceler dâhil, bütün fiiller kara kutumuza kaydedilmektedir. Hepsinin şarj ve deşarj zamanı vardır.
Elektro manyetik dalgalar, frekanslar, mutlaka bir form bulur… Eşleşmeler olur…
Hayatını sırlar la, gizlerle, aldatmalarla, yalanla, dolanla, hırsızlıkla, v.s ile yaşayan, yaşatanlar;
Cahildir,
Aslında kimi aldattığını eninde sonunda fark edecektir…
Yani, aldanan kendisi olmuştur, olacaktır…
Fazla iddialı olacak ama naçizane bende çok şeyi hissederim, anlarım, fark ederim.
Ama pozitif düşündüğümden, anlamamış gibi davranırım…
İyiye ve güzel yöneltmek adına…
Çevremizin, duru görüsü yüksek insanlarla çevrili olduğunu göz ardı etmeyelim!
|