Dört sohbet konusu dört “S”
Spor,
Sağlık,
Sanat
Siyaset…
Bu defa ben de “siyaset” ten bahsedeceğim. Bilinçli bir vatandaş olarak kendimi buna mecbur hisseder oldum.
Ben, ülkemde bilinen- uygulanan, siyaset anlayışında olan biri değilim.
Her zaman, her siyasi ortamda “güzel ahlak” taraftarı olduğumu ifade etmekten öte bir tavrım ve taraftarlığım da olmadı.
Yani ülkemiz de yapılan, yaşanan, yaşatılan siyasete de sözlük anlamıyla siyaset demiyorum.
Siyaset, her şeyden önce bir yönetme sanatı ve bilimidir. Kimin neyi, ne zaman, nasıl elde ettiğini belirleyen ana hatlarıyla açıklayan faaliyet alanıdır. Psikolojik eğilim farklılıklarından doğan çatışma, siyasetin temelini oluşturur. Çatışmanın hedefi iktidarı ele geçirmek ve onun sağladığı nimetleri paylaşmaktır.
Siyaseti; oy sandığından oyların çoğunu almak gibi görmek yanlıştır.
Siyaset- diplomasi; uzlaşmak ve temsil ettiği toplumun hukukunu kavga etmeden korumaktır. Bunu beceremeyenler siyaseti kavga ve güç gösterisi olarak görürler…
Siyaset aslında, uzlaşmak ve kavgayı önlemek için vardır!
Siyaset ve siyasetçiyi ikiye ayırmak lazım…
Birincisi; siyaseti şahsi menfaatlerine araç olarak görenler. Bunlar kavgayı da normal sayarlar.
İkincisi; toplumun hukukunu ve ekonomik çıkarlarını savunmak, kavgayı önlemek isteyenlerde diplomasi yaparlar. Bu anlamda ki iktidar mücadelesi, bir kavga değil, insanlığa ve topluma hizmet yarışıdır.
İdealist insanlar; siyaseti, toplumun çıkarları için oluşturulan değerler olarak görürler.
Bende öyle görüyorum…
İnsanları hayra ve iyiye yönlendirmek, maddi ve manevi gelişimlerini sağlamak, geleceklerini garanti altına almak için gerekli tedbirleri almak, onları barış ve huzur içinde bir arada yaşatmanın da siyasetle mümkün olacağını düşünüyorum.
Yani, siyaset hayra, iyiye gelişmeye ve kalkınmaya doğru giden yol yöntemler ve metot ilmidir.
Bilim adamları, filozoflar, din adamları siyaset yapmaz, yapmamalı… Misyonları toplumu doğru bilgilendirmek olmalı…
Bunca tanım ve kavramlar ışığında, benim ülkemde siyaset nasıl yapılıyor?
Siyaset adına neler yapılıyor?
Tüm bunları yeniden sorgularsak, muhakememizi gerektiği kadar çalıştırırsak, ülkemize neler yapıldığını ayna gibi görürüz!
Ne olursa olsun!
Kim ne yaparsa yapsın!
Ben asla, ülkemin aydınlık geleceği adına umudumu hiç kaybetmedim!
Laik,
Demokratik,
Özgürlükçü,
Cumhuriyetçi,
İdealist siyasetçilerin var olduğuna inanıyorum…
Bu inançla doğru bildiğim kulvarda düşüncelerimi ve umutlarımı bundan sonraki yazılarımda sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
|